Page 57 - Türk Dili ve Edebiyatı - 9 | Beceri Temelli
P. 57

26       TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 9                           Ortaöğretim Genel Müdürlüğü




           - Yoksa sana eşşek bulacak değilim ya. Yalvardı:
           - Eşşek burada idi. Aldılar, sakladılar, dedi. Beş kuruşum var, vereyim.
           Adam, Mustafa’nın yüzüne baktı.
           - Hadi, dedi, boş yere eğleşme. Git eşeğini ara. Burada kimse senin eşeğini kapamaz.
           Bu adamın suratı doğruya benzer ama, adam oğluna da inanmak olur mu?
           Baktı gördü ki, bir çıkar yolu yok. Ama, istasyonu da hemen bırakıp gidemedi. Orada bir yere oturup bekledi.
           Ne umdu da bekledi? Hiç! . . .
           Gözlerini eşeğini bıraktığı yerden ayıramıyordu. Kimseler yok. Burada ev de yok ki, gidip sorsun. Adam da yok.
           Birine danışmak istesen kime danışırsın?
           Kalktı, gitmeğe başladı. Ayaklan onu köye doğru çekiyordu.
           “Tuz alacaktık kaldı, üste eşek de gitti, yeni kepenek de gitti.” Yeryüzü karanlık, yaşamak da acı!
           Ona sorsalar, eşeği istasyonda kalmıştı. Her adımında eşeğinden uzaklaşıyordu. Dönüp gene eşeği bıraktığı yere
           gitmek isteyerek yürür dururken, yolun yüksecik bir yerine çıkınca, uzaktan köy yolu üstünde bir karaltı, gördü.
           Eşeğine benzetti. Yüreği oynadı. Dikildi baktı, eşeğe benziyor. Seyirtti.
           “Tanrı, köylüyü sevindirmek isterse, eşeğini kaybettirir, sonra gene buldurur.” diye yazılmıştır.
           Bu söz yerine geldi.
           Yetişti, eşeğine bindi, gene tuz yoluna döndü, bir de türkü tutturdu:
           “İğdenin dalına bastım da kırılıverdi…”
           Gitti.
                                                                      (Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)
                                         Memduh Şevket Esendal, Bütün Eserleri-3, Otlakçı, Bilgi Yayınevi, İstanbul, 1985.
           Kelime Dağarcığı
           kölük: Halk ağzında; at, katır gibi yük taşımada kullanılan hayvan, yük hayvanı. kepenek: Çobanların, soğuktan, yağmurdan
           korunmak için omuzlarına aldıkları, keçeden yapılmış, dikişsiz ve kolsuz üstlük.


          1.  “Eşek” hikâyesinde yazar ile anlatıcı aynı kişi midir? Yazarın/anlatıcının Topal Durmuş’un oğlu
              Mustafa’dan taraf olması söz konusu mudur? Metinden hareketle açıklayınız.






          2.  a)  Hikâyede karşılıklı konuşmalara da yer verilmiştir. Karşılıklı konuşmalar metni nasıl etkilemiştir?





              b) Siz olsaydınız hangi anlatıcı türünü seçerdiniz? Niçin?







          3.  Metnin ilk iki paragrafındaki olay örgüsünü “kahraman anlatıcı” ağzından yazınız.






          4.  “Tanrı, köylüyü sevindirmek isterse, eşeğini kaybettirir, sonra gene buldurur.” sözünü hayat felsefe-
              si hâline getirmiş bir arkadaşınıza tavsiyeleriniz neler olurdu? Yazınız.









          56
                                                                                    Hazırlayan: Kemal BATMAZ
   52   53   54   55   56   57   58   59   60   61   62