Page 79 - Türk Dili ve Edebiyatı - 9 | Beceri Temelli
P. 79

37       TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 9                           Ortaöğretim Genel Müdürlüğü



          Biz şehir ahalisi bir ceset gibi sürüklenirken şehirden şehre, semtten semte, mahalleden mahalleye, babam
          hayatın hâfızıdır şimdi tarlalarda. Biz uyurken, o ümitlerini ve insan sevgisini çoğaltıyor.
          (..)
          Saman doldururken harara, ot biçerken ineğe, odun kırarken sobaya ve su verirken pamuğa, dünyanın en
          metin insanıdır o. Dünyaya hak ettiği kadar değer verir, ama buradaki varlığını ve imtihanını ciddiye alır,
          nasibini de unutmaz. Namaza dururken dünyayı terk ediyormuş gibidir. Onun her namazı son namazı gi-
          bidir. Uzun, sıhhatli, tadil-i erkâna uygundur. 
          (...) 
                                                                                      (Düzenlenmiştir.)
                                                                    Recep Şükrü Güngör, Öykü, İncir Yay. 2017.
          1.  “Kâinat sarayında uçurtma uçuran çocuk gibi mesut hayaller kurdu babam.” diyen yazar, babasının
              mutluluğunu dile getirmiştir. Uçurtma uçuran çocukların hayalleri neler olabilir?






          2.  “Nereden kazandı toprağın adamı bunu?” ifadesinde geçen “toprağın adamı” sözü size ne ifade et-
              mektedir?






          3.  Metinde anlatılan duygu ve düşünce dünyasını göz önünde bulundurduğunuzda şehir hayatını mı,
              köy hayatını mı tercih edersiniz? Gerekçeleriyle açıklayınız.






          4.  “Harara saman dolduran, ineğe ot biçen, sobaya odun kıran, pamuğa su veren, dünyanın en metin
              insanı” olan hikâyenin başkahramanının elleri nasırla doludur. Nasırlı eller, hayat mücadelesi ile
              ilgili size neleri çağrıştırmaktadır?







           5.  Kızılderili reisi Seattle, “Güzel kokan çiçekleri kız kardeşleri; geyiği, atı, büyük kartalı ve nehirleri erkek
              kardeşleri; suyun mırıltısını büyük babasının sesi” olarak görür. Hikâyedeki başkahraman için söylenen,
              “Ağaçlarla, koyunlarla, tarlalarla, çapayla, orakla, tırpanla, kötenle (pulluk), kayısıyla, dut ağacıyla konu-
              şur. Onların ne dediğini anlar. Acıkmışlarsa gübre, susamışlarsa su verir.” ifadelerini göz önünde bulun-
              durarak Kızılderili reisi Seattle ile hikâyedeki başkahramanın tabiata bakışını karşılaştırınız.



















          78
                                                                                  Hazırlayan: Mustafa YEŞİLKAYA
   74   75   76   77   78   79   80   81   82   83   84