Page 73 - Biyoloji 11 | 1. Ünite
P. 73
DÖLLENME
Döllenme, ikincil oosit ile spermin haploit çekirdeğinin kaynaşmasıdır. Bu kaynaşmanın olabilmesi için
öncelikle spermin baş kısmındaki çekirdeğin yumurtaya girmesi gerekir. Ovulasyon sonrası geride kalan
folikül kesesi artığı, korpus luteumu oluşturur. Serbest kalan ikincil oosit döllenmezse ve oogenezini ta-
mamlayamazsa korpus luteum parçalanır.
Dişi üreme sistemine bırakılan milyonlarca spermden bir bölümü yumurtalık kanalında canlı kalmayı
başarıp bu kanaldaki yumurtaya doğru ilerler. Diğer spermler ise ölür. Sperm yumurtaya ulaştığında yu-
murtanın dış tarafındaki zona pellucida (zona pelusida) adı verilen jel yapıya temas eder. Zona pellucida
içinde sperm için reseptör görevi yapan molekül bulunur. Bu molekül spermin zona pellucida'dan geçi-
şini kolaylaştırır. Spermin akrozomundan salınan enzimler jeli eriterek bir açıklık oluşturur. Bu açıklıkta
spermin plazma zarı ile yumurtanın plazma zarı kaynaşır. Bu kaynaşma sperm çekirdeğinin ikincil oositin
sitoplazmasına girmesini sağlar. Aynı zamanda metafaz II evresinde bekleyen bu hücrede mayozun tamam-
lanmasını uyarır (Görsel 1.7.11). Döllenme gerçekleşince zigotun kromozom sayısı diploit olarak korunmuş
olur. Döllenme sonrası hızla bölünen zigot, çok hücreli bir yapıya dönüşür ve rahim duvarına gömülür.
Böylece hamilelik gerçekleşir.
Sperm çekirdeği
Sperm Zona pellucida
Yumurta
Yumurta çekirdeği
Kutup hücresi
Görsel 1.7.11: Döllenme
Birçok çift, çeşitli biyolojik nedenlerle çocuk sahibi olamamaktadır. Bu duruma kısırlık denir. Kısırlı-
ğın erkekte sperm sayısının azlığı, spermlerin yeterince hareketli olmaması, kadında yumurtanın serbest
hâle gelememesi, yumurta kanallarının tıkalı olması gibi pek çok nedeni vardır. Günümüzde üreme tek-
nolojileri çocuk sahibi olmak istediği hâlde çocuk sahibi olamayan çiftlerin bu sorununu çözebilmektedir.
Kısırlık tipine göre uygun tedavi seçenekleri bulunmaktadır. Bu tedavi seçeneklerinden birisi de in vitro
fertilizasyon yöntemidir.
177