Page 40 - Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi | 5.Ünite
P. 40
2000’li yıllarda Türkiye’nin Kafkasya ve Orta Asya ile ilişkilerinde olumlu gelişmeler yaşanmıştır. 2013
yılı verilerine göre Türkiye’nin bölge ülkeleriyle ticaret hacmi 9,3 milyar doları bulmuş, Türk şirketlerinin
bölgedeki yatırımları 3,5 milyar doları aşmıştır. Bölgede 2 bine yakın Türk firması faaliyette bulunmak-
tadır. Ayrıca Orta Asya cumhuriyetlerinde demokrasi, hukukun üstünlüğü
ve insan hakları alanlarında atılacak adımlar Türkiye tarafından teşvik
edilmektedir.
Türkiye, Orta Asya ülkelerindeki öğrenciler için Türkiye Bursları adı
altında geniş bir burs programı yürütmektedir. Orta Asya cumhuriyetlerin-
de Millî Eğitim Bakanlığına bağlı Türk okulları mevcuttur. Kazakistan’da
Türk-Kazak Uluslararası Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesi, Kırgızistan’ın
başkenti Bişkek’te de Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi bulunmak-
tadır (Görsel 5.30). Orta Asya ülkeleriyle Türkiye ilişkileri kültür ve eğitim
alanlarında da hızla gelişmiştir.
Görsel 5.30: Kırgızistan-Türkiye
Manas Üniversitesi logosu
Kafkasya
SSCB’nin dağılması ile Kafkasya bölgesinde Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan’ın bağımsızlıkla-
rını kazandığı dönemlerde Türk dış politikası iki önceliğe göre şekillendi. Bunlardan ilki bölge ülkelerinin
bağımsızlığını ve toprak bütünlüğünü desteklemek, ikincisi ise Hazar havzası enerji kaynaklarının üretim
ve taşınmasında rol almaktı.
Kardeşlik ilişkilerinin sonucu olarak Türkiye Cumhuriyeti 1991’de, 71 yıl sonra bağımsızlığını yeniden
kazanan Azerbaycan Cumhuriyeti’ni 10 Kasım 1991 tarihinde tanıyan ilk ülke olmuştur. Türkiye, ilk an-
dan itibaren ortaklık ilişkilerini geliştirmek, Azerbaycan’ın bağımsızlık ve egemenliğini pekiştirmek, Ha-
zar Denizi’ndeki doğal kaynaklarından gelen ekonomik potansiyelini hayata geçirmek istemiştir. Türkiye,
Azerbaycan’ın güçlenmesi ve uluslararası alanda hak ettiği saygın konuma gelmesi için her türlü desteği
vermiş; Azerbaycan’ın önderi Haydar Aliyev (Görsel 5.31) bu dayanışmayı “Bir millet, iki devlet” sözüyle
dile getirmiştir.
Türkiye, Azerbaycan’ın en önemli dış politika ko-
nusu olan Yukarı Karabağ sorununun başından beri
yakın takipçisi olmuş, Azerbaycan’ın haklılığını ulus-
lararası alanda ve ikili görüşmelerde gündeme getir-
meye çalışmıştır. Ermenistan tarafından Azerbaycan
topraklarının bir kısmının işgal edilmesine karşılık
işgalci devletle olan sınırlarını resmî olarak kapat-
mış ve Ermenistan`ı uluslararası hukukun prensip
ve normlarına göre davranmaya mecbur bırakmak
istemiştir.
Ekonomik alanda her geçen yıl daha fazla gelişip
güçlenen ikili ilişkiler, Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Görsel 5.31: Haydar Aliyev
Hattı ve Bakü-Tiflis-Erzurum Doğal Gaz Boru Hattı projeleriyle farklı bir boyut kazanmıştır. İki ülkenin karşı-
lıklı yatırımları önemli rakamlara ulaşmıştır. Türkiye’nin Azerbaycan’daki yatırımları 6,5 milyar dolar, Azer-
baycan’ın Türkiye’deki yatırımları 4 milyar dolar seviyesine ulaşmıştır. SOCAR (Azerbaycan Cumhuriyeti
Devlet Petrol Şirketi), 25 Ekim 2011’de İzmir Aliağa Petkim’de 5 milyar dolarlık bir yatırım gerçekleştirmiştir.
Türkiye, Azerbaycan’da petrol dışı sektörlere en fazla yatırım yapan ülke olmuştur. Türkiye ve Azerbaycan;
Hazar Denizi bölgesinden çıkarılan doğal gazın Azerbaycan, Gürcistan, Türkiye, Bulgaristan, Macaristan,
Romanya ve Avusturya’dan Avrupa ülkelerine naklini öngören Nabucco projesini planlamış fakat hayata
geçirememiştir. Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı Projesi, TANAP, projesinin amacı, Azerbaycan’ın
Hazar Denizi’ndeki Şah Deniz 2 Gaz Sahası ve Hazar Denizi’nin güneyindeki diğer sahalarda üretilen
doğal gazın öncelikle Türkiye’ye, ardından Avrupa’ya taşınmasıdır. Askerî alanda iş birliği, 16 Ağustos
2010’da imzalanan “Stratejik ortaklık ve karşılıklı yardımla ilgili” anlaşmadan sonra yeni bir aşamaya geç-
256