Page 44 - Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi | 5.Ünite
P. 44

kilere ivme kazandırmıştır. Türkiye’nin, 2011 son-
               rası NATO’nun Malatya’da füze kalkanı kurmasını
               talep  etmesi  ve  Suriye  sorununda  farklı  politika
               izlemesi nedeniyle İran ile ilişkiler gerilmiştir.
                  1990’lı yıllar boyunca Türkiye ile İsrail arasında
               pek çok üst düzey ziyaret gerçekleştirilmiş, siyasi,
               ekonomik  ve  askerî  antlaşmalarla  ortak  hareket
               alanları  genişletilmiştir.  1994’te  dönemin  Başba-
               kanı Tansu Çiller, beraberindeki kalabalık heyetle
               yaptığı  İsrail  ziyareti  sırasında  ikili  ilişkileri  stra-
               tejik ortaklık olarak nitelendirmiştir. Bu dönemde
               güvenlik kaygıları iki ülkeyi birbirine yaklaştırmış-  Görsel 5.35: Mavi Marmara Baskını’ndan dolayı İsrail’i
               tır.  Özellikle  Suriye  ve  Irak’ın  dağılan  Sovyetler       protesto edenler
               Birliği’ne ait silahları satın alması ve Türkiye’nin,
               güney komşularının PKK terör örgütünü desteklediğine dair inancı, İsrail ile iş birliğinin gelişmesinde
               etkili olmuştur.
                  2000’li yıllarda iki ülke arasındaki ilişkiler seyir değiştirmiş, 90’lı yıllardaki stratejik ortaklık yerini siya-
               sal çekişmelere bırakmıştır. 2001’de Ariel Şaron başbakanlığında İsrail’de kurulan yeni hükûmetin sert
               Filistin politikaları, Türkiye tarafından tepkiyle karşılanmıştır. İsrail’in 2004’te Batı Şeria’da inşa ettiği gü-
               venlik duvarı ve 2006’daki Lübnan müdahalesiyle gerilmeye başlayan ilişkiler, 27 Aralık 2008’de Gazze
               Şeridi’nde başlatılan “Dökme Kurşun” operasyonuyla bir bunalıma doğru yol almıştır. 2010’daki askerî
               operasyonların iptali, Davos ve alçak koltuk krizleriyle daha da gerilmiş olan Türkiye-İsrail İlişkileri, 31
               Mayıs gecesi gerçekleşen “Mavi Marmara” baskını sonucu kopma noktasına gelmiştir (Görsel 5.35). İki
               ülke arasındaki tüm askerî anlaşmalar askıya alınmış ve diplomatik ilişkiler 2. kâtiplik düzeyine indiril-
               miştir.
                  Irak’ın Kuveyt’i işgali sonrası başlayan I. Körfez Savaşı’nda ABD ve müttefikleri, Türkiye tarafından
               desteklendi. Türkiye bir yandan Kerkük-Yumurtalık petrol boru hattını kapatırken diğer yandan ülkedeki
               hava üslerinin ABD tarafından kullanılmasına izin verdi ve sınır bölgesine asker kaydırdı. Türkiye bu
               savaşta beklentilerine karşılık bulamadı, ekonomik ve siyasi olarak büyük kayıplara uğradı. Türkiye’nin,
               savaş sırasında ve sonrasında Irak’a uygulanan ekonomik ambargo nedeniyle gördüğü zarar 100 milyar
               dolara ulaştı.
                  ABD, 2003’te Irak’ın Özgürlüğü Operasyonu adını verdiği işgali başlattı. Saldırının gerekçesi olarak
               Irak’ın El Kaide’yle iş birliği yaptığını ve kitle imha silahlarına sahip olduğunu ileri sürdü. Savaş sonrası
               Saddam devrilirken ülke fiilen üçe bölündü. Irak büyük bir kaosa sürüklendi ve toplumsal yapı zarar gör-
               dü. Türkiye, 1 Mart tezkeresi ile ABD askerlerinin Türkiye üzerinden Irak’a saldırısına izin vermedi. Bu
               durum Orta Doğu’daki devletler tarafından takdirle karşılanırken Türk-Amerikan ilişkilerinde kırılmaya
               sebep oldu. Bundan sonra Türkiye-ABD ilişkileri Irak ve Kuzey Irak bağlantılı gelişmeler çerçevesinde
               ele alındı. Tezkerenin reddedilmiş olması, Irak’taki işgalin beklediği gibi gitmemesi, ABD’nin bölgedeki
               Kürtlere daha fazla yakınlaşmasına sebep oldu. Türkiye’nin “kırmızı çizgiler” olarak kabul ettiği poli-
               tikaların (Türkmenlerin korunması, Kerkük’ün Türk kimliğinin korunması, Irak’ın toprak bütünlüğünün
               korunması, PKK terör örgütünün Kuzey Irak’ı bir üs olarak kullanmaması vb.) birçoğunda sorun yaşandı.
                  Türk-Amerikan ilişkilerindeki kırılma kendini ilk olarak Süleymaniye (çuval geçirme) olayı ile gösterdi.
               4 Temmuz 2003’te Amerikan askerleri, Süleymaniye’de bulunan Türkiye Özel Kuvvetler İrtibat Bürosunu
               bastı. Buradaki Türk askerlerine teröristlere yapılan muameleyi uyguladı ve başlarına çuval geçirdi. Sü-
               leymaniye krizi olarak anılan bu olay, Türkiye’de ABD karşıtlığını artırdı. Ayrıca 2003’te Amerikan kuvvet-
               leriyle beraber Kerkük’e giren Peşmergelerin tapu ve nüfus kayıtlarını talan etmesi, Kerkük’ü bölgenin
               en önemli sorunlarından biri hâline getirdi.
                  Türkiye’ye,  2000’li  yıllarda  Orta  Doğu’da  takip  ettiği  politikalar  sonucunda Arap  Birliği  Örgütü  ve
               Afrika  Birliğinde  gözlemci  statüsü  verilmiştir.  Bunun  yanında  İslam  Konferansı  Örgütü  başkanlığına
               Ekmeleddin İhsanoğlu’nun seçilmesi, bölgeye yönelik politikaların sonucu olmuştur.



                                                           260
   39   40   41   42   43   44   45   46   47   48   49