Page 51 - DEFTERİM TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 10
P. 51

Ahmet Hikmet Müftüoğlu


             * Servetifünun Dönemi’nde Türkçülük akımının temsilcisidir.
             * Sonraları Millî Edebiyat içinde de yer almıştır.
             * Haristan ve Gülistan adlı kitabında süslü bir dille kaleme aldığı bireysel konulu
               hikâyelere, Çağlayanlar adlı kitabında ise sade bir dille yazdığı millî konulu
               hikâyelere yer vermiştir.
             * Gönül Hanım romanında ise Türk birliği düşüncesini ele almıştır.

                                 Millî Edebiyat Dönemi’nde Hikâye

                Türk hikâyeciliğinin her yönden Batı seviyesine ulaştığı dönemdir.
                Anadolu coğrafyası ve insanı eserlerde geniş yer bulmuştur.
                Hikâye türü, Ömer Seyfettin’le daha fazla ilgi görmeye başlamıştır.
                Realizm ve natüralizmin etkisi devam etmiştir.
                Olay (Maupassant) öyküsü tarzında hikâyeler yazılmıştır.
                Vatan sevgisi, tarih, Türkçülük, yanlış Batılılaşma, Anadolu en önemli temalardır.
                Dil, Tanzimat ve Servetifünun dönemlerine göre oldukça sadedir.
                Ömer Seyfettin, Refik Halit Karay, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Reşat Nuri
               Güntekin, Halide Edip Adıvar, Ebubekir Hazım Tepeyran bu dönemde hikâye yazan
               önemli isimlerdir.


                                        Ömer Seyfettin (1884-1920)

              * 1911’de Selanik’te, Genç Kalemler dergisinde yayımladığı Yeni Lisan adlı
                makalesi, Millî Edebiyat’ın başlangıç bildirisi olmuştur.
              * Millî edebiyatın millî bir dille kurulabileceğini savunarak konuşma dilini yazı dili
                hâline getirmeye çalışmış, eserlerini anlaşılır ve sade bir dille yazmıştır.
              * Eserlerinde Türklük ve millî şuuru uyandırmak amacını gütmüştür.
              * Millet için sanat anlayışıyla hareket edip halka yönelik eserler vermiştir.
              * Modern Türk hikâyeciliğinin kurucularındandır.
              * Olay hikâyesinin Türk edebiyatındaki en önemli temsilcisidir.
              * Hikâyelerinin konularını gündelik yaşamdan, askerlik anılarından, tarihten,
                menkıbe ve efsanelerden almıştır.
              * Genç yaşta ölmesine rağmen ardında 140 civarı eser bırakmıştır.
              Başlıca Eserleri
              Hikâye: Falaka, Yüksek Ökçeler, Kızıl Elma Neresi?, Bomba, Gizli Mabet,
                       Başını Vermeyen Şehit, Kaşağı, Pembe İncili Kaftan…
              ÖZET
                                                 EFRUZ BEY
                Gerçek adı Ahmet olan ve varlıklı bir ailenin oğlu olan Efruz Bey, okumayı
                gereksiz gören liyakatsiz birisidir. Buna rağmen bilmediği konularda fikir
                beyan etmekte sakınca görmez. Efruz Bey yozlaşmayı, yabancı hayranlığını
                ve alafranga yaşantıya düşkünlüğü bünyesinde toplar. Efruz Bey, kendini
                hürriyet kahramanı ilan eder. Meşrutiyetçilerin ortaya çıkmasıyla gerçek
                anlaşılır. Efruz Bey, bu süreçten sonra kendisine Prens Efruz Dö Kızıl adını
                koyar. Asillik arayışına girer. Bu konuda da gerçekler ortaya çıkınca bu sefer
                milliyetperverlik yoluyla ün kazanmaya çalışır. Bilgi Bucağı’nda milliyetçilikle
                ilgili konferanslar verir. Bir ara da pedagog olarak çalışır. Efruz Bey’e
                romanın sonunda bir mektupla liyakatsizliği anlatılır.



                                                                                                                        49
   46   47   48   49   50   51   52   53   54   55   56