Page 71 - Biyoloji
P. 71

BİYOLOJİ
                      11




                                           Soluk vermede kaburga kasları ve diyafram kası gevşer. Diyafram kub-
                                           beleşir. Böylece göğüs boşluğunun hacmi daralır. Hava, göğüs boşlu-
                                           ğundaki iç basınç dış basınçtan daha yüksek duruma geldiği için akci-
                                           ğerlerden dışa doğru hareket eder. Akciğer yapısındaki elastik liflerden
                                           ve  plevra  sıvısının  yüzey  geriliminden  dolayı  genişlemiş  akciğer  eski
                                           hâline dönmek ister. Buna geri yaylanma basıncı denir. Soluk verme pa-
                                           sif bir hareket olduğundan vücutta soluk alma kadar enerji harcanmaz,
                                           kaslar gevşerken de enerji harcanır (Görsel 3.7).

                                           SOLUK ALIP VERMENİN KONTROLÜ

                                           Omurilik soğanı ve ponsta bulunan çeşitli nöron grupları solunum mer-
                                           kezini oluşturur. Solunum merkezini asıl uyaran kandaki CO  miktarıdır.
                                                                                                2
                                           Kanda, beyin-omurilik sıvısında (BOS) ve doku sıvısında CO  seviyesi-
                                                                                                 2
                                           nin artması sonucu suyla birleşen CO  karbonik asit oluşturur. Karbonik
                                                                       -    2
                                                                                             +
                                           asit, bikarbonat iyonlarına (HCO ) ve hidrojen iyonuna (H ) ayrışır. Dola-
                                                                       3
                                           yısıyla pH düşer. pH değişiklikleri kan damarlarındaki ve solunum mer-
                                           kezindeki kemoreseptörler sayesinde algılanır. Solunum merkezinden
                                           çıkan sinyaller, diyafram kasına ve kaburga kaslarına iletilerek akciğer-
                                           lerin soluk alıp verme hızını ve derinliğini düzenler. Hücresel solunum
                                           sonucu CO ’in kandaki seviyesi düşüp pH normale döndüğünde solu-
                                                     2
                Görsel 3.7:  Soluk verme   num  merkezinden  gelen  sinyallerle  solunum  normale  döner.  Böylece
                                           homeostasi sağlanmış olur.

                                           Kandaki O 2 seviyesinin solunum merkezinin uyarılması üzerinde pek bir
                                           etkisi yoktur. Eğer kandaki O 2 seviyesi aşırı derecede düşecek olursa
                                           aorttaki ve boyun atardamarlarındaki kemoreseptörler, solunum merke-
                                           zini uyararak solunumu hızlandırır.
                                           OKSİJENİN TAŞINMASI

                                           Atmosferden  solunan  havada  oksijenin  kısmi  basıncı,  alveol  kılcalla-
                                           rındaki oksijenin kısmi basıncına göre daha yüksektir. Alveol boşluğun-
                                           dan  kılcallara  difüzyonla  geçen  oksijenin  suda  çözünürlüğü  düşüktür.
                                           Kana geçen oksijenin büyük bir kısmı (%97’si) alyuvarlardaki solunum
                                           pigmenti olan hemoglobinle  (Hb) dokulara kadar taşınır. Hemoglobin
                                           proteini demir atomu içerir. Hemoglobindeki demir atomunu içeren hem
                                           grubu oksijen taşır.

                                           Oksijen bağlanmış hemoglobine oksihemoglobin denir. Alınan oksije-
                                           nin %3’ü kan plazmasında çözünmüş hâlde taşınır.


                                           Alveol kılcallarında    Hb + O 2                      HbO 2 (Oksihemoglobin)



                                           Doku kılcallarında      HbO 2                          Hb + O 2



                                           Dokulara gelen kandaki oksijenin yoğunluğu, doku sıvısına oranla daha
                                           yüksektir.  Oksijen  difüzyonla    hemoglobin  molekülünden  plazmaya,
                                           plazmadan da doku sıvısına ve hücrelere geçer.


          70
   66   67   68   69   70   71   72   73   74   75   76