Page 105 - Tarih
P. 105

Tarih              11. Sınıf





               4.5. OSMANLI DEVLETİ’NDE DARBELER


               Osmanlı tarihinde isyanların önemli bir yeri olmakla birlikte XIX. yüzyıla kadar yaşanan isyanlar, hanedanın
               değiştirilmesine yönelik bir halk hareketi olmamıştır. Buna rağmen bu isyanların bazılarında hükümdar
               ya tahtını ya da hayatını kaybetmiştir. XIX. yüzyıldan itibaren ise rejimi hedef alan gelişmelereolmuştur.
               1876 Darbesi

               Tanzimat Dönemi aydınları,  Batı uygarlığının üstünlüğünü, halkın sahip olduğu geniş hürriyetlere ve par-
               lamentolu demokratik siyasi rejimlere bağlamıştır. Osmanlı idarecileri ise meşruti sisteme inanmamış ve
               yapılan yeniliklerde merkezî otoritenin güçlendirilmesini ön planda tutmuştur. Batı’yı örnek alarak yapılan
               yenilikler; aydınlar tarafından yeterli bulunmamış, siyasi rejimin değişmesi ve devlet otoritesinin sınır-
               landırılması tek yol olarak görülmüştür. İdareciler, Osmanlı Devleti gibi çok uluslu bir devlette bu tür bir
               girişimin bölünmelere neden olacağını düşündükleri için parlamentolu meşruti rejime sıcak bakmamıştır.


               Başlangıçta fikir yoluyla mücadele eden meşrutiyet yanlıları, başarılı olamayınca “Yeni Osmanlılar” adıyla
               gizli bir cemiyet kurmuştur. Bu cemiyet, Batı’da eğitim görmüş meşrutiyet yanlısı, genç bürokrat ve ay-
               dınlar arasında büyük ilgi görmüş ve cemiyete devlet adamlarından da katılanlar olmuştur.  Mısırlı Prens
               Mustafa Fazıl Paşa, cemiyeti maddi olarak desteklemiştir.
               Yeni Osmanlılar, Kırk kişilik bir fedai grubu ile Osmanlı Devleti’nin yönetim merkezi olan Bâbıâli’yi bas-
               mayı ve  Sadrazam Âli Paşa ile  taraftarlarını ortadan kaldırarak Mahmud Nedim Paşa’yı sadrazamlığa
               getirmeyi planlamışlardır.  Bu girişimi haber alan Âli Paşa, cemiyet üyelerinin bazılarını tutuklamış bazı
               üyeler de yurt dışına kaçmıştır. Ziya Paşa ve Namık Kemal gibi cemiyetin önemli kişileri ise çeşitli me-
               muriyetler bahane edilerek İstanbul’dan uzaklaştırılmıştır.
               Osmanlı Devleti’nin geleneksel merkezî idaresine karşı ilk örgütlü muhalefeti başlatan Yeni Osmanlılar,
               toplumun hiçbir kesiminin tam olarak desteğini kazanamamıştır.  Üstelik kendi aralarında da bir beraberlik
               kuramamış ve Mustafa Fazıl Paşa’nın maddi desteğini çekmesiyle de hareket dağılmıştır.



                                                Sultan Abdülaziz, devlet adamlarınca görevden alınan ilk padişahtır.
                    BİLİYOR MUSUNUZ?



               Sultan Abdülaziz ile reform taraftarlarının uzlaşmaz tutumu iç politikada yaşanan gerginlikleri çatışma
               noktasına getirmiştir.  Dış politikada ise devletin Ruslara yaklaşması,  Hersek İsyanı, Bulgar İhtilali gibi
               gelişmeler; Avrupalı devletlerin Osmanlı Devleti aleyhine dönmesine sebep olmuştur. 11 Mayıs 1876
               günü Fatih, Süleymaniye ve Bayezid medreselerinin talebeleri şeyhülislamın ve sadrazamın azledilme-
               sini isteyerek isyan etmiştir.  Üç gün süren isyan sonucunda Sultan Abdülaziz, Mütercim Rüştü Paşa'yı
               sadrazamlığa getirmek zorunda kalmıştır. Hüseyin Avni Paşa seraskerliğe, Mithat Paşa da devlet şurası
               başkanlığına atanmıştır. Sultan Abdülaziz tahtta olduğu sürece kendi geleceklerini sağlama alamaya-
               caklarını anlayan bu paşalar, sultanı tahttan indirmek ve hatta öldürmek için fırsat kollamaya başlamış-
               tır.  Askerlerin padişaha bağlı olduğunu bilen Hüseyin Avni Paşa, ayrıntılı bir darbe planı hazırlayarak V.
               Murad’ı tahta geçirmek istemiştir. Padişaha yapılacak bir saldırıyı önleyecekleri gerekçesiyle  aldatılan
               askerlerin, 30 Mayıs 1876 günü sarayı kuşatmaları sağlanmış ve Sultan Abdülaziz tahttan indirilerek
               yerine V. Murad tahda çıkartılmıştır.

               Sultan Abdülaziz’in ölümünden bir süre sonra Çerkez Hasan adında bir yüzbaşı, Mithat Paşa’nın konağındaki vekiller
               heyeti toplantısını basarak Sadrazam Hüseyin Avni Paşa’yı öldürmüştür. Bu dönemde hürriyet ve meşrutiyet
               adına  hiçbir adım atılmadığı gibi siyasette bir belirsizlik başlamıştır. Ayrıca V. Murad’ın rahatsızlığı artmış
               ve Avrupa’dan getirilen hekimler, padişahın hastalığının tam olarak iyileşemeyeceğine dair rapor vermiştir.



                                                                                                           104
   100   101   102   103   104   105   106   107   108   109   110