Page 45 - Tarih
P. 45
Tarih 9. Sınıf
Farabi (870-950)
Batı’da Alfarabius, Abunazar gibi isimlerle tanınan Farabi’nin asıl adı Muhammed’dir. Kazakistan’da
bulunan Farab şehrinde doğduğu için “el-Farabi” olarak anılmıştır. Farabi, mantık ilmine katkıların-
dan dolayı Aristo’dan sonra “İkinci Öğretmen” lakabıyla anılmıştır. Farabi felsefede kavramları;
tahlilî (analitik) ve terkibî (sentetik) olarak ikiye ayırmış ve Leibniz (Laybniz) ile Kant’a bu konuda
öncülük etmiştir. Farabi, müzikte sesleri notalarken logaritmayı icat etmiştir. Musiki alanındaki ese-
rinde ud ve kanun gibi müzik aletlerinden ilk defa bahseden kişi Farabi’dir.
İbn-i Sina (980-1037)
Buhara yakınlarındaki Afşana köyünde doğmuştur. Fıkıh, kelam, mantık, felsefe, tıp, astronomi,
jeoloji ve matematik ilimlerinde tahsil gören İbn-i Sina, Batı’da Avicenna, İslam âleminde ise Şeyh
el-Reis adıyla anılmıştır. Ufuk açısını ölçmeye yarayan ve “azimut halkası” adı verilen büyük bo-
yutlu bir gözlem aleti yaptığı bilinmektedir. İbn-i Sina’nın en önemli eseri, tıp alanında yazmış ol-
duğu “el-Kanun fî’t–Tıb” tır. Tıp ansiklopedisi niteliğindeki bu eser XIX. yüzyıla kadar Doğu ve Batı
dünyasında el kitabı olarak kullanılmıştır. Batı’da; “Tabip olmak İbn-i Sinacı olmaktır.” sözü deyim
gibi kullanılmaktadır. Şeker hastalığını tespit etmeyi başaran İbn-i Sina, nabız inceleme yöntemiyle
damar ve kalp hastalıklarını belirlemiştir.
İmam Gazali (1058-1111)
Gazali, Horasan’ın Tus şehrinde doğmuştur. Olağanüstü bir zekaya sahip olan Gazali; fıkıh, hadis,
akaid, gramer, felsefe gibi ilimlerde eğitim almıştır. Gazali’ye göre şüphe gerçeğe ulaşmanın tek
yoludur. Zira şüphe etmeyen düşünemez, düşünemeyen gerçeği göremez, gerçeği göremeyen de
yanlışa saplanır kalır. En ünlü eseri “İhyâü Ulûmi’d-Din” de bozulmuş bir toplumu ıslah etme, tekrar
Kur’an ve Sünnet temelleri üzerine oturtma ve ona asıl İslami erdemlerini yeniden kazandırmaya
çalışmıştır.
İbn-i Rüşd (1126-1198)
Kurtuba’da doğan İbn-i Rüşd, felsefeden tıbba çeşitli bilim dallarıyla ilgili yaklaşık 94 eser yazmış-
tır. Batı’da Averroes adıyla bilinir. Aristo’nun en büyük yorumcusu olarak kabul edilir. Ünlü Astro-
nom Batlamyus’un evren modelini eleştiren İbn-i Rüşd, yeni gezegen modellerinin oluşturulması
gereğini ortaya koymuştur. Yaptığı gözlemlerle güneş lekelerini ilk defa gözlemleyen bilgindir. Tıp
ve optik alanında da çalışmaları olan İbn-i Rüşd, gözün retina tabakasının işlevini açıklamıştır.
İslam Medeniyetinde Sanat
İslam dünyasında bilim, felsefe ve
edebiyatın yanı sıra sanat alanında
da önemli çalışmalar yapılmıştır. İs-
lam medeniyetinde sanat, estetik ile
eşdeğer kullanılmıştır. “Allah güzeldir,
güzelliği sever.”, anlayışı İslam me-
deniyetinin sanata verdiği önemi gös-
teren bir ilke olmuştur. İslam sanatı,
İspanya’dan Semerkant’a kadar hem
zengin hem de kusursuz bir ahenge
sahiptir. İslam sanatının başlangıçtan
beri değişmeyen temel niteliği özgün
üslubu, motif zenginliği ve kendine
has mimari sistemidir. Müslümanların
resimleme ve süslemede diğer kültür- Görsel 5.9
lerde rastlanmayan kendine özgü bir Arabesk motif örneği
sanat anlayışı vardır. Hat ve arabesk
gibi çeşitli sanat dallarını da bünyesinde barındıran mimari, İslam sanatında en ön sırada yer almıştır
(Görsel 5.9). İslam sanatında doğada mümkün olmayacak şekilde dal, yaprak ve çiçeklerin tekrarı ile
geometrik düzenleme sık sık kullanılmıştır. Böylece her türlü tezhip ve tezyinat önemli sanat dallarından
olmuştur.
44