Page 49 - Tarih
P. 49

Tarih              10. Sınıf










                   Hacı Bektâş: “İncinsen de incitme.”, “Her ne ararsan kendin-
                   de ara.” sözleri ile bütün insanlığı sevgi, barış ve kardeşliğe
                   çağırmıştır. “Düşmanının bile insan olduğunu unutma.” sö-
                   zü ile de insana verdiği değeri ortaya koyan Hacı Bektâş-ı
                   Velî (Görsel 4.4), insan gönlünü incitmenin sakıncalarını
                   ve komşu hakkının önemini dile getirir. Haksızlık ve zulüm
                   yapanları ikaz eden Hacı Bektâş, “Bir olalım, iri olalım, diri
                   olalım.” diyerek toplumsal dayanışmayı ve yardımlaşmayı
                   kurmaya çalışmıştır.
                   Ahî Evran; toplumun mutluluk ve refahı için bütün sanat
                   dallarının gerekliliğini savunmuş, sanat erbablarının belli
                   işyerlerinde toplanarak oralarda sanatlarını icra etmelerini
                   yani bir araya gelmelerini tavsiye etmiştir.
                   Ahi teşkilatının kurucusu olan Ahî Evran’a göre ahinin eli,
                   kapısı ve sofrası açık; gözü, dili ve beli bağlı olmalıdır. Ahiliğin
                   öğretisinde hırsızlık, dedikodu, iftira, cimrilik, yalancılık, sö-
                   zünü tutmamak, haset etmek, büyüklenmek, münafıklık, katı
                   gönüllü olmak, ayıp ve kusur araştırmak gibi kötü davranışlar
                                                                                                 Görsel 4.4
                   engellenmeye çalışılır. Ahi eğitiminden geçen kişinin, sözü      Hacı Bektâş-ı Velî (Temsilî)
                   edilen kötü huylardan arınıp iyi huylar kazanması amaçlanır.


               4.2. OSMANLI DEVLETİ’NDE ASKERÎ SINIF


               Osmanlı Devleti’nde toplum, sosyal hayatın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi için iki büyük sınıfa ay-
               rılmıştır. Bunlardan birincisi saltanat beratı ile padişahın dinî ya da idari yetki tanıdığı kişilerden oluşan
               yönetenler yani askerî sınıftır. Diğeri ise, idareye katılmayan muhtelif din ve soylara mensup zümrelerden
               oluşan yönetilenler yani reayadır. Osmanlı toplumunda yönetenler sınıfı kendi arasında seyfiye, kalemiye
               ve ilmiye olmak üzere üç sınıfa ayrılırdı.



                                OSMANLI DEVLETİ’NDE YÖNETENLER SINIFI (ASKERî SINIF)







                      KILIÇ EHLİ (SEYFİYE)                   KALEM EHLİ (KALEMİYE)    İLİM EHLİ (İLMİYE)
                 Seyfiye sınıfını Enderun veya di-  Devletin yazışma, mali ve dış iş-  Medreselerden  yetişen
                 ğer eğitim kurumlarında yetişen   lerinden sorumlu nişancı, defter-  ve ulema da denilen kişi-
                 ve ümera da denilen kişiler oluş-  dar, reisülküttap gibi görevlilerden   lerden oluşmuştur. Kadı,
                 turmuştur. Bu sınıf kapıkulu asker-  oluşmaktadır. Başlangıçta medrese   müderris,  kazasker  ve
                 leri ve tımarlı sipahiler ile subaşı,   eğitimi görmüş kimseler, bu mes-  şeyhülislam gibi devlet
                 sancakbeyi, beylerbeyi, vezir ve   lekte  çoğunluğu  teşkil  ederken   görevlileri bu sınıf içeri-
                 sadrazam gibi görevlileri kapsa-  sonraları intisap usulüyle yetişip   sinde yer almıştır.
                 maktadır.                       yükselmiştir.





                                                                                                           48
   44   45   46   47   48   49   50   51   52   53   54