Page 100 - Türk Dili ve Edebiyatı
P. 100
11 TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI
R
ÜNİTE ROMANOMAN
ÜNİTE
OKUM
OKUMA ÇALIŞMALARIA ÇALIŞMALARI
Hazır
Hazırlıklık
2. Bir toplumda aydınların halka yabancılaşmasının ve onu ihmal etmesinin ne gibi sonuçlar doğu-
rabileceğini tartışınız.
1. Metin
1. Metin YABAN
Sakarya Savaşı’ndan sonra düşman orduları; Haymana, Mihalıççık ve Sivrihisar yörelerini ya-
kıp yıkarak harap eder. Bu olay üzerine Garp Cephesi Kumandanlığı felaketin yaşandığı yerleri
inceletmek üzere o yörelere Tetkik-i Mezalim Heyeti’ni gönderir. Heyet araştırmalar esnasında,
yıkıntılar arasında kenarları yanmış bir defter bulur. Bu defter, romanın başkahramanı Ahmet
Celâl’e aittir ve onun köyde yaşadıklarını anlattığı yazılarından oluşmaktadır. Roman, Ahmet
Celâl’in bu defterindeki anıları biçiminde kurgulanmıştır.
Bir paşanın oğlu olan Ahmet Celâl, I. Dünya Savaşı’nda sağ kolunu kaybeder; bu nedenle henüz
otuz beşine girmeden bütün yaşam sevincinin tükendiğini hisseder. Savaşın bitiminde İstanbul’un
düşman işgaline uğramasından sonra emir eri Mehmet Ali’nin davetine uyarak onun Orta Ana-
dolu’da Porsuk Çayı kıyısındaki köyüne yerleşir. Ahmet Celâl, köylülerle kaynaşmak ister ancak
köylüler onu kendileriyle hiçbir ortak yanı olmayan bir yaban olarak görür; onunla aralarına hep
mesafe koyarlar.
Aşağıdaki parçada Ahmet Celâl’in, emir eri Mehmet Ali’nin köyüne yerleşmesi ve sonrasında
köylülerle Millî Mücadele üzerine yaptığı bir konuşma anlatılmaktadır.
(...)
Buraya, bir akşamüstü, alacakaranlıkta geldikti. Mehmet Ali arabanın içinden kolunu dışarıya
uzatıp:
— Aha bizim köy...
diye bağırdığı vakit, bir süre, boş yere etrafı araştırdım, hiçbir şey görmedimdi. Neden sonra, Meh-
met Ali’nin işaret ettiği tarafta bir karaltı seçer gibi olmuştum. Tek bir ışık yoktu. Yalnız uzaktan uzağa
köpekler havlıyordu. Bu sesler, ıssız Anadolu ovalarının ortasında, tek yaşantı belirtisidir. Biraz daha
sonra saman ve tezek kokuları duyacaktım. İşte, duymağa başlamıştım.
Mehmet Ali, artık benimle konuşmuyor. Yarı belinden öte, arabadan sarkmış, köye doğru uzanı-
yor. Sakın köye girdikten sonra beni büsbütün unutmasın! Şimdiden, içimde ona karşı bir güceniklik
peyda oluyor. Onu, köyünden kıskanır gibi idim. Daha doğrusu, dört yıllık bir ayrılıktan sonra köyüne
kavuşan bu erin yanında kendimi fazla buluyordum. Buraya ne yapmaya geldim? Kendi kendimi gur-
bet iline sürmekten maksadım nedir?
98