Page 220 - Sanat Tarihi -12
P. 220
7. GELENEKSEL SANATLARIMIZ
ÜNİTE
Selçuklu Dönemi Halı Sanatı
11. yüzyıldan itibaren Horasan'dan gelerek İran’a egemen olan Selçuklular,
düğümlü halı tekniğini tüm Yakın Doğu’ya tanıtmışlardır. Ancak Selçuklula-
rın İran'da egemen oldukları dönemden günümüze halı örnekleri kalma-
mıştır. Halıcılık, Anadolu’ya 11. yüzyılın sonlarına doğru Selçuklu Türkleri
ile birlikte girmiştir. Bu dönemde, Anadolu Türk halıcılığının merkezi ve
Selçukluların başkenti olan Konya’nın yanında, Kayseri, Sivas, Aksaray gibi
şehirlerde de dönemin en güzel halıları dokunmuştur.
Selçuklu halılarından çok azı günümüze ulaşabilmiştir. Konya Alaaddin
Camii'nde bulunan ve günümüzde İstanbul Türk ve İslam Eserleri Müze-
sinde (Görsel 7.4) sergilenen üç tanesi bütün, beş tanesi parça hâlde olan
halılar, Selçuklu halılarının en özgün örneklerindendir. Anadolu Selçuklu-
larından kalma ve parça hâlindeki üç halı ise Beyşehir Eşrefoğlu Camii'nde
bulunarak Konya Mevlana Müzesine getirilmiştir. Ayrıca Fustat (Kahire)
şehri harabelerinde yapılan kazılarda bulunan Selçuklu halılarının Konya'da
dokunarak Fustat Camii'ne gönderildiği anlaşılmıştır (Görsel 7.5). Bu
Görsel 7.4 halıların tamamı Gördes düğümü ile dokunmuştur. Renk ve dekor
Konya Alaaddin Camii Selçuklu halısı,
Türk ve İslam Eserleri Müzesi bakımından son derece zengin olan bu halıların bordürleri genellikle kûfi
yazılarla süslenmiştir.
Osmanlı Dönemi Halı Sanatı
Türk halı sanatında 14. yüzyılın başından itibaren, Selçuklu halılarındaki
geometrik motifler ve kûfi yazılı kenar şeritleri yanında stilize hayvan
figürlerinin de motif olarak kullanılmaya başlandığı görülür. 15. yüzyılın ikinci
yarısından itibaren ise, hayvan figürlerinin yerini geometrik ve soyut bitkisel
motifler almış, kare ya da dikdörtgen içine yerleştirilen sekizgen ve baklava
motifleri sıkça kullanılmaya başlanmıştır. İlk dönem Osmanlı halıları diyebi-
leceğimiz bu örnekler, önce İtalyan ressamların tablolarında görülmesine
rağmen, halı literatürüne Alman Ressam Holbein’in adıyla geçmiştir.
16 ve 17. yüzyıl Türk halı sanatının klasik dönemi olarak kabul edilir.
Selçuklu halılarının sağlam geometrik motifleriyle oluşan ilk parlak
döneminin yerini, 16. yüzyılda madalyon motifi ve çeşitli zengin bitkisel
kompozisyonların olduğu ikinci bir parlak dönem almıştır. Bu motifler,
Türk halı sanatına yepyeni bir zenginlik kazandırmıştır. Dönemin halıları
iki grupta toplanır: Uşak ve Osmanlı Saray halıları.
Uşak Halıları: Osmanlı halı sanatının 16. yüzyılda en önemli merke-
zi olan Uşak’ta Gördes düğümü ile yünden dokunmuş olan Uşak halıları
“madalyonlu”, “yıldızlı” ve “kuşlu” olmak üzere üç gruba ayrılır. Kitap
Görsel 7.5
Fustat’ta bulunan Selçuklu halısı, ciltlerinden esinlenerek oluşturulan madalyonlu halıların ortası daima tam
National Museum, Stockholm bir madalyonla belirtilmiştir. 10 metre uzunluğa kadar ulaşan bu halılar
dönemin saray, konak ve büyük camilerinin donatılmasında önemli yer
tutmuştur. Bu halılar varlıklarını, çeşitli modellerle 18. yüzyıl sonuna
kadar sürdürmüştür.
220