Page 224 - Sanat Tarihi -12
P. 224

7.         GELENEKSEL SANATLARIMIZ
             ÜNİTE




                                              İznik atölyelerinin gerilemesiyle birlikte, eski bir seramik üretim merkezi
                                           olan  Kütahya’ya  çini  sipariş  edilmeye  başlanmıştır.  Kütahya  çinilerinde
                                           hamur farklılığının yanısıra, desenlerde üslup farklılıkları dikkat çekmek-
                                           tedir.  İznik  çinilerinin  görkeminden  uzak  olmakla  birlikte,  sarı  renk
                                           tonlarının  belirginleştiği  bu  çiniler,  Üsküdar Yeni Valide  Camii,  Kütahya
                                           Hisarbey Camii ve Topkapı Sarayı’nda çok fazla kullanılmıştır.

                                              Çiniler dışında aynı dönemde üretilen seramikler de gerek form gerek renk
                                           kullanımı açısından İznik seramiklerinden farklıdır. Kütahya seramiklerinde
                                           beyaz çamur ve sıraltı tekniği benimsenmiştir. 18. yüzyılda Kütahya’da üretilen
                                           seramiklerde  yeşil,  kobalt,  turkuaz  ve  kırmızının  yanısıra
                                           sarı ve mor gibi renkler de kullanılmıştır (Görsel 7.16). Beyaz
                                           ya da krem renkli, beyaz astarlı, çoğunlukla şeffaf sırlı bu
                                           seramiklerde; stilize edilmiş bitkisel motifler, insan ve hayvan
                                           figürleri,  dinsel  yazılar  tasvir  edilmiştir.  Üretilen  formlar  ise
                                           küçük tabaklar, fincanlar, mataralar, gülabdanlar, yüzey karoları
                                           ve askı toplarıdır. Sadece renk ve desen bakımından değil, form
                                           bakımından da etkileyici bir zarafete sahip olan Kütahya çini
                                           ve  seramik  üslubu  Türk  seramik  sanatının  yarattığı  son
                                           orijinal  üslup  olarak  kabul  edilmektedir.  19.  yüzyıla
                                           gelindiğinde, gerek yapı etkinliğinin giderek azalması
                                           gerek hamur ve bezeme açısından kalitenin düşmesi
                                           sonucunda  Kütahya  çiniciliği  de  gerilemeye  baş-
                                           lamıştır.  Yüzyılın  sonunda  ise  neredeyse  tamamen
                                           yok olmuştur.
                   Görsel 7.16
                Kütahya seramik örneği        Çanakkale  seramikleri,  gerek  üslup,  gerek     Görsel 7.17
                                           desen  ve  renk  açısından  Türk  seramik  sanatına   17. yy. Çanakkale seramik örneği
                                           büyük yenilikler getirmiştir (Görsel 7.17). Kaba kırmızı, ender olarak da
                                           bej hamurlu, sıraltı tekniğiyle bezeli Çanakkale seramikleri ilginç desen-
                                           leriyle  dikkat  çekmektedir.  17.  yüzyılın  sonlarından  20.  yüzyılın  ilk
                                           çeyreğine kadar İznik ve Kütahya seramiklerinden oldukça farklı biçim ve
                                           sırlama anlayışlarıyla çeşitli özgün örnekler ortaya konulmuştur. Çanak-
                                            kale seramiklerinin önemli bir özelliği de ürün çeşitliliğidir. Küp, ibrik,
                                             testi,  vazo,  şekerlik,  saksı,  mangal,  çömlek,  tabak,  matara,  şamdan,
              Görsel 7.18                        şerbet bardakları (Görsel 7.18), lamba, hokka, demlik, hayvan veya
              19. yy. Osmanlı bağa - gümüş            insan  biçimli  dekoratif  ürünler  gibi  çok  çeşitli  seramikler
              şerbet bardakları
                                                       yapılmıştır.

                                                                 1892’de Sultan II.Abdülhamit’in isteği üzerine,
                                                                     Yıldız Sarayı’nın bahçesinde açılan porselen
                                                                   imalathanesinde ay-yıldız damgalı porselenler
                                                                     hem sarayın ihtiyaçlarını karşılamak hem de
                                                                            yabancı elçi ve hükümdarlara seçkin
                                                                        armağanlar vermek amacıyla üretilmiştir.
                                                                         Son derece dekoratif parçalar, tabaklar,
                                                                 vazolar, levhalar çoğunlukla büyüleyici İstanbul
                                                                                    manzaralarıyla süslenmiştir.


            224
   219   220   221   222   223   224   225   226   227   228   229