Page 39 - Türk Dili ve Edebiyatı 10 | 3.Ünite
P. 39

ŞİİR






               Çarh ana ta’zîm idüp İskender-i Sânî dimek     Dürr-i nazmım çarha mengûş olsa bilmez rûzigâr
               Şânına nisbet meğer bir medh-i müstesnâ mıdır?  Şi’r-i Nef’î midir ol yâ kevkeb-i Şi’râ mıdır?
               (…)
               Vasf-ı bûy-ı hulkı mı satr-ı hat-ı şâ’irde yâ  Nûr-ı mevvâc- meânî mi sözümde berk uran
               Mevc-i deryâ-yı sühanda anber-i sârâ mıdır?    Yâ libâs-ı nazmımın bir âteş-i hârâ mıdır?

               Mülk-i pür-adlinde hod itmez tekayyüd kârbân   Ma’nî-i rengîn mi lafz-ı âb-dârımda yahûd
               Hâris-i kâlâ mıdır yâ düzd-i bî-pervâ mıdır?   Sâgar-ı mînâya konmuş lâle-gûn sahbâ mıdır?

               Âsumân mı âfitâb ile şitâb itmekde yâ          Bikr-i ma’nî mi dilimde pertev-i ilhâm ile
               Zîr-i rânında semend-i cüst-i çâbük-pâ mıdır?  Yâ felekde âfitâb-ı Zühre-i zehrâ mıdır?


               Ol cihân-gerd ü sebük-rev kim tefâvüt eylemez  Fikr-i pür-mazmûn mıdır âyine-i tab’ımda yâ
               Zîr-i pâyında zemîn deryâ mıdır sahrâ mıdır?   Aks-i nakş-ı kâr-gâh-ı âlem-i bâlâ mıdır?


               Berk-i mahz iken direng itse bilinmez peykeri  Söz dükendi nice bir da’vâ-yı şi’r ü şâ’irî
               Rahş-ı çâbük-pâ mıdır yâ kûh-ı pâ-ber-câ mıdır?  Lâf u da’vâ bir taraf şimdi du’â hengâmıdır

               Husrevâ bu fende ger gırrâlanursam gör sözüm   Tâ felek kadr ü merâtib anlaya hem bildüre
               Lâf-ı bî-ma’nâ mıdır yâ bir kurı da’vâ mıdır?  Herkesin mikdârını ednâ mıdır a’lâ mıdır?

               Bunca demdir da’vî-i sâhib-kırânîi eylerin     Ol kadar kadri bülend olsun ki gerdûn bilmeye
               Bir mübâriz yok mı meydân-ı sühan tenhâ mıdır?  Arş-ı a’lâ mı yeri yâ kurb-ı “Ev ednâ” mıdır?

                                                              Vezin: Fâ’ilâtün / Fâ’ilâtün / Fâ’ilâtün / Fâ’ilün

                                                                                                     Nef’î
                                                                                              (Büyük Türk Klasikleri)





                                 METİNDE GEÇEN BAZI KELİME VE KELİME GRUPLARI


                âfitâb              :  Güneş.                 cây-ı tarab-engîz   :  Neşe uyandıran yer.
                aks-i künbed-i hadrâ  :  Yeşil gökkubbenin yansı-  cihân-ârâ    :  Cihanı, dünyayı süsle-
                                     ması.                                        yen.
                âlem-i bâlâ         :  Yüce âlem.             cihân-gerd        :  Cihanı, dünyayı dola-
                anber-i sârâ        :  Hîlesiz, katkısız anber.                   şan.
                âteş-i hârâ         :  Ateş renkli, dalgalı ku-  da’vâ-yı şi’r   :  Şiir söyleme davası.
                                     maş.                     da’vî-i sâhib-kırânî :  Ustalık davası.
                âyîne-i tab’        :  Yaradılış, gönül aynası.  dıraht-ı ser-firâz   :  Baş çeken, yükselen
                berk-i mahz         :  Tam bir şimşek.                            ağaç.
                beyt-i Ma’mûr-ı felek :  Feleğin yedinci kat gökte-  dil-keş    :  Gönül çekici.
                                     ki köşkü.                dil-küşâ          :  Gönül açan, kalbe fe-
                bikr-i ma’nî        :  İlk defa söylenmiş söz.                    rahlık veren.
                bûstân-pîrâ         :  Bahçe süsleyen.        direng            :  Bekleme, gecikme.
                bûy-ı dil-firîb     :  Gönül aldatan, cazibeli   dürr-i nazm    :  Şiir incisi.
                                     koku.                    düzd-i bî-pervâ   :  Korkusuz hırsız.
                cây-ı neşat-efzâ    :    Sevinç arttıran yer.  ednâ             :  Alçak.






                                                                                                           117
   34   35   36   37   38   39   40   41   42   43   44