Page 7 - Türk Dili ve Edebiyatı 11 | 1.Ünite
P. 7
Giriş
Hazırlık
Edebî akımlar, yazar ve şairleri müşterek değerleri etrafında bir araya getiren ve onların pek çok
esere hayat vermelerine imkân hazırlayan birer edebiyat iklimidirler. Dolayısıyla edebiyat akımları,
edebî eserden de ayrı düşünülemezler. Hiç şüphesiz bütün bunların tamamı; yani edebî eser, edebi-
yat teorisi, edebiyat tenkidi ve edebî akım, edebiyat tarihi denilen bütünü oluştururlar.
Aslında her edebiyat akımı, genel bir estetik ve sanat görüşü veya hareketinin bir parçası; daha
doğrusu edebiyat sanatını ilgilendiren yönüdür. Bu sebeple bizim edebiyat akımı olarak bildiğimiz
realizm, romantizm, parnasizm vb. akımları, sadece edebiyatla sınırlamak yanlıştır. Söz konusu akım-
lar, çoğu zaman güzel sanatların bütün kollarını (mimarî, heykel, resim, musiki vb.) kapsarlar.
Edebiyat akımlarının teşekkül ettiği zeminde, çeşitli sosyal, siyasî, ekonomik, kültürel hâdiseler ve
bu hâdiseler ortamında teşekkül eden felsefî, kültürel, estetik perspektifler vardır. Edebî akımları lâ-
yıkıyla anlayabilmek için, oluştukları siyasî, sosyal ve kültürel zemini; hayat felsefesini; Tanrı, tabiat ve
varlık anlayışlarını bilmek gerekir. Zira edebî hâdiseleri, içinde vücut bulduğu toplumun şartlarından,
kültür değerlerinden, dünya görüşünden, edebî geleneğinden bağımsız olarak düşünmek ve izah
etmek mümkün değildir.
Doç. Dr. İsmail Çetişli, Batı Edebiyatında Edebî Akımlar
1. Yukarıdaki metinden hareketle edebî akımlarla ilgili zihninizde neler oluştu? İfade ediniz.
2. Aşağıdaki sözler size edebî eser kavramının kapsamıyla ilgili neler düşündürmektedir?
Şairin ödevi, gerçekten olan şeyi değil, tersine, olabilir olan şeyi, yani ihtimal veya zorunluluk ya-
salarına göre mümkün olan şeyi anlatmaktır.
Aristo
Esas kural hoşa gitmek ve duygulandırmaktır. Diğer bütün kurallar sadece bu esas kurala ulaşmak
için konulmuştur.
Racine (Rasin)
Şiirde iyi veya kötü konular değil sadece iyi ve kötü şairler vardır. Kaldı ki her şey konudur; her şey
sanatla ilgilidir; her şeyin şiire girmek hakkıdır.
Victor Hugo (Viktor Hügo)
Tarih, yazılı belgelerle meydana getirildiği gibi bugünkü roman da anlatılmış veya tabiattan çı-
kartılmış belgelerle vücuda getirilmektedir. Tarihçiler geçmişin anlatıcıları, romancılar da bugünün
anlatıcılarıdır.
Edmond de Goncourt (Edmınd dö Gonkur)
Her şey görmekten ibarettir. Görmek ama doğru görmek. Ustalarının gözüyle değil kendi gözle-
rinle ve doğru görebilmek için daha beklemen lâzım. Bir sanatçının orijinalliği, ‘büyük şeyler’de değil,
önce ‘küçük şeyler’de görülür. Şaheserler, basit konular üzerindeki ayrıntılardan meydana gelmiştir.
Gustave Flaubert (Güstav Flober)
19