Page 15 - Türk Dili ve Edebiyatı 9 | 2.Ünite
P. 15
Hikâye
yüreğim atmıyor. Halbuki sonbahar kocayemişleri, beyaz esmer bulutları, yakmayan güneşi, durgun
maviliği, bol yeşiliyle kuşlarla beraber olunca insana, sulh, şiir, şair, edebiyat, resim, musiki, mesut
insanlarla dolu anlaşmış, (...), açsız, hırssız bir dünya düşündürüyor. Her memlekette kıra çıkan her
insan, kuş sesleriyle böyle düşünecektir. Konstantin Efendi mâni oluyor. Zaten kuşlar da pek gelmiyor
artık. Belki birkaç seneye kadar nesilleri de tükenecek. Her memlekette kaç tane Konstantin Efendi
var kim bilir? Kuşlardan sonra şimdi de milletin yeşilliğine musallat oldular. Geçen gün yol kenarın-
daki yeşilliklere basmaya kıyamayarak yola çıkmıştım. Konstantin Efendi’nin günlerinden bir gündü.
Gökte hiç kuş gözükmüyordu. Evden çıkarken isketemin kafesine bir incir yapıştırdım. İsketem tek
gözünü verip bana dostlukla bakmış, incir çekirdeğini kırmaya çalışıyordu.
Onu, ev duvarının bir kenarına çaktığım çiviye asmış, yola çıkmıştım. Kuşlar yoktu şimdi havada
ama, yolun kenarında yeşillikler vardı ya... Baktım: Bu yeşilliklerin bazı yerleri sökülmüş. Biraz ileride
dört çocuğa rastladım. Yürüyorlar. Yeşilliklerin en güzel yerinde duruyor, bir kaldırım taşı kadar büyük
bir parçayı belle söküyorlar, bir çuvala dolduruyorlardı:
— Ne yapıyorsunuz, yahu? dedim.
— Sana ne? dediler.
Fukara, üstleri yırtık pırtık yavrulardı.
— Canım, neden söküyorsunuz? dedim.
— Mühendis Ahmet Bey söktürüyor.
— Ne yapacak bunları?
— Yukarıda deri tüccarı Hollandalı var ya hani, onun bahçesini düzeltiyorlar da...
— İngiliz çimi alsın, eksin, mademki herif zengin...
— İngiliz çimiyle bu bir mi?
— Bu daha mı iyi?
— İyi de laf mı? Bunun üstüne çimen mi olur? Hollandalı öyle demiş.
Karakola koştum. Polislere haber verdim. Güya men ettiler. Gizli gizli, gene çimenler yer yer sö-
küldü. Mühendis Ahmet Bey’e ceza bile kesilmedi. Belediye talimatnamesinde, yol kenarlarındaki çi-
menleri sökmek cezayı mucip olmuyormuş.
Kuşları boğdular, çimenleri söktüler, yollar çamur içinde kaldı.
Dünya değişiyor dostlarım. Günün birinde gökyüzünde güz mevsiminde artık esmer lekeler gö-
remeyeceksiniz. Günün birinde yol kenarlarında toprak anamızın koyu yeşil saçlarını göremeyecek-
siniz. Bizim için değil ama, çocuklar, sizin için kötü olacak. Biz kuşları ve yeşillikleri çok gördük. Sizin
için kötü olacak. Benden hikâyesi.
Sait Faik Abasıyanık, Son Kuşlar
Metinde Geçen Bazı Kelime ve Kelime Grupları
dıramudana: Bir rüzgâr türü. maestro: Bir rüzgâr türü.
gedikli: Bir yere sürekli olarak giden (kimse). mucip: Gerektiren, gerektirici.
hüviyet: Kimlik. teşrin: Ekim ve kasım ayları.
zahire: Tahıl.
53