Page 40 - Uluslararası İlişkiler
P. 40

ÜNİTE
         3     ULUSLARARASI İLİŞKİLERİN TARİHSEL GELİŞİMİ

                     Roma  İmparatorluğu,  uluslararası  hukuk  alanına  bugün  bile  kullanılan  birtakım  kavramlar  ka-
               zandırmıştır. Birey ve toplum hukukunun yanı sıra imparatorluk içinde yer alan devletlerin birbirleriyle iliş-
               kilerini düzenleyen ve temeli 12 Levha Kanunu’na dayanan Roma Hukuku’nun da etkisiyle imparatorluk
               sınırları içinde “Pax Romana (Roma Barışı)” adı verilen ve iki yüz yılı aşan (MÖ 27-MS 180) bir barış süreci
               yaşanmıştır. Bu süreç daha sonraki dönemde hem Avrupa diplomasisince örnek alınmış hem de uluslararası
               antlaşmaların temel ilkelerinin belirlenmesinde etkili olmuştur.
                     Eski dünyanın bir diğer önemli toprak parçası olan Çin’de ise Roma İmparatorluğu’nun aksine hiçbir
               zaman politik bir bütünlük sağlanamamıştır. Çoğul toplumsal birimleri merkezî bir birim içinde eritememiş
               olan eski Çin’de bu gerçeğe çelişik olarak imparatorluğun, hep asıl birim olarak görülmesi sonucu kuşatıcılığı
               ve üstün otoritesi tanınmıştır. Bu çerçevede imparatorluk sınırları dışındaki toplumlar, ilişki kurulacak birimler
               olmaktan çok tıpkı Roma ya da eski Yunan’da olduğu gibi imparatorluğa tabi kılınacak barbarlar olarak kabul
               edilmişlerdir.
                     Çin, kapalı ve üstünlükçü tutumu nedeniyle uzun dönem yabancı temsilcileri ülkesine kabul etmemiş-
               tir. Bu nedenle diğer devletlerin Çin ile ilişki kurmaları da ancak savaşlar sonucunda olabilmiştir. 1793 yılında
               İmparator Ch’ien Lung (Şiyen Lan), Britanya Kralı III. George’a (Corc) gönderdiği mektubunda, imparatorlu-
               ğunun Britanya Krallığı’yla ilişki kurmaya tenezzül etmeyeceğini açıkça ifade etmiştir. MÖ VI. yüzyılda yaşa-
               yan ve savaş stratejileri konusunda realist bir yöntem öngören ünlü general Sun Tzu (San Tuzu) da Savaş
               Sanatı adlı eserinde uluslararası ilişkilerde belirleyici olanın savaşlardaki başarı olduğunu vurgulamıştır.
                     İlk Çağ’da Türklerin  en çok ilişki kurduğu devlet Çin’dir. Çinliler mücadele içinde oldukları Türk akın-
               larını durdurmak için Çin seddini yapmışlardır (MÖ 214) (Görsel 3.5). Ortak coğrafya savaşın dışında bu iki
               uygarlığın birbirlerinden etkilenmelerine de neden olmuştur. Askerlik ve devlet teşkilatı gibi konularda Türkler
               Çinlileri; tarım ve yerleşik kültür, felsefe (Taoizm, Konf çyüs ve Budizm) konularında da Çinliler Türkleri etki-
               lemişlerdir.






































                                            Görsel 3.5 Çin Seddi’nden bir görünüş



                     İlk  Çağ’da  Hindistan’da  MÖ  birinci  binde  ortaya  çıkan  ve  Hindistan’a  özgü  şartlara,  inançlara
               ve geleneklere dayanan Manu Yasaları (Manu Öğretileri), diplomasi ve uluslararası hukuk açısından
               önemli belgelerden biridir. Manu Yasaları, eski Hint dış politika anlayışının oluşmasında etkili olmuş;
               diplomasi, savaştan kaçınma ve barışı pekiştirme sanatı olarak algılanmıştır.

                                                           40
   35   36   37   38   39   40   41   42   43   44   45