Page 25 - Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi | 1.Ünite
P. 25
Mahan’ın “Güç denizlere egemen olmakla kazanılır.” politikasına ilişkin eserleri ABD, İngiltere, Japon-
ya ve özellikle Almanya’da büyük ilgi görmüştür. Bu nedenle II. Wilhelm zamanında Almanya, dünyada
büyük güç olabilmenin yollarını denizlerde aramaya yönelmiştir.
Mahan, dünya hâkimiyetinde Rusya kara gücü ile İngiliz deniz gücü arasındaki mücadelenin devam
ettiğini belirterek bu çatışma ve mücadelenin Asya'nın 30 ve 40. paralelleri arasında (Mançurya'dan Türki-
ye'ye kadar olan bölge) kalan mücadele bölgesine hâkim olma amacına yönelik olduğunu iddia etmiştir.
Eserlerinde ülkelerin uluslararası ilişkilerinde ticaretin büyük öneme sahip olduğunu belirten Mahan,
dünya üzerindeki savaşların dünya ticaretinde mümkün olduğu kadar çok avantaja sahip olmak için yapıl-
dığı iddiasında bulunmuştur. XVII, XVIII ve XIX. yüzyıllar üzerine yaptığı incelemeler sonunda Mahan’da,
dünya üzerindeki tarihsel uğraşların genellikle denizlerin kontrolü için yapılan sürekli bir mücadele olduğu
kanısı oluşmuştur. Bu kanıyla “Dünya egemenliğinin anahtarı deniz yollarının kontrolündedir.’’ tezini orta-
ya atmış ve savunmuştur.
Kara Hâkimiyet Teorisi
İngiliz Halford J. Mackinder, XX. yüzyıl baş-
larında jeopolitik anlayışa deniz egemenliğine
karşılık kara gücünü ön planda tutan yeni bir
görüş getirmiştir. Mackinder bu teorisinde deniz-
lere egemen olma çağının artık önemini kaybet-
tiğini, yeni uluslararası sistem içerisinde dünya
egemenliğini kara güçlerinin (Görsel 1.16) sağ-
layacağını savunmuştur. Bir devlet için coğrafi
açıdan en uygun yerin merkez bölgesi olduğunu Görsel 1.16: Kara ordusu
düşünen Mackinder, kara gücünün ortaya çıktığı merkezi ise Avrasya’nın iç bölgesi olarak görmüştür.
Mackinder, burası için ilk olarak Geographical Pivot of History [Ceografikıl Pivıt of Histori (Tarihin Coğ-
rafi Mihveri)], daha sonra Heartland [Hartlınt (kalpgâh)] adını kullanmıştır. Mackinder; Asya, Avrupa ve
Afrika’nın dünya adasını oluşturduğunu, diğer kıtaların dünya adasının uyduları olduğunu belirtmiştir.
Doğuda Sibirya, batıda Volga, kuzeyde Buz Denizi ve güneyde Himalayalar ile sınırlanan alanı He-
artland olarak kabul eden Mackinder, daha sonra bu sınırları genişleterek Rusya’nın Avrupa’daki toprak-
larının tamamını merkez bölge içinde mütalaa etmiştir.
Merkez bölgesini kontrol eden iki önemli kuşak vardır:
1. İç (Kenar) Kuşak: Merkez bölgesinin çevresinde Almanya, Avusturya, Balkanlar, Türkiye, İran,
Pakistan, Hindistan ve Çin’i kapsayan kuşaktır.
2. Dış (Kenar) Kuşak: İngiltere, Kuzeybatı Afrika, Avustralya, ABD ve Kanada’dan oluşan kuşaktır.
Mackinder’a göre Doğu Avrupa’ya hâkim olan, merkez bölgesini; merkez bölgesine hâkim olan, dün-
ya adasını; dünya adasına hâkim olan, dünyayı kontrol eder.
Mackinder’ın Heartland teorisini en çok benimseyen ülke Almanya olmuştur. Ayrıca bu jeopolitik gö-
rüş Nazizmin üstün ırk felsefesiyle de desteklenmiş ve bu anlayışlar II. Dünya Savaşı’nda uygulamaya
geçirilmiştir.
Hava Hâkimiyet Teorisi
II. Dünya Savaşı’ndan sonra geliştirilen teori-
nin temellerini Albay Harry A. Sachaklian atmıştır.
Teori, hava gücünün (Görsel 1.17) kara ve deniz
gücünden üstün, onları kuşatan, ayrıca bu iki gü-
cün etkisinde olduğu kadar onları etkisi altına alan
bir güç olduğu esasına dayanır. Teorinin temel fel-
sefesini ‘‘Havaya hükmeden bir millet, tüm dünya-
ya hükmeder. Bu sebeple havacılıkta üstün olmak
gerekir.’’ düşüncesi oluşturur. Görsel 1.17: Hava kuvvetleri
35