Page 26 - Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi | 1.Ünite
P. 26

II. Dünya Savaşı’ndan sonra yaşanan Vietnam Savaşı, Panama ve İran krizleri, Körfez Savaşı ve
               ABD'nin Irak’a müdahalesi gibi bölgesel kriz ve savaşlar, dünya politikası ve stratejisi içinde üstünlük
               kurma ve bu üstünlüğü sürdürme konusunda hava gücünün önemini ortaya koymuştur. II. Dünya Sava-
               şı'ndan sonra ortaya çıkan ve hava gücüne dayanan bu yeni egemenlik kavramı hızla gelişmeye baş-
               lamıştır. Deniz gücünün kara gücüne direkt etkisi sınırlıdır, bu sınırlılık hava gücünün kullanımıyla aşılır
               hâle gelmiştir. Hava gücü, deniz gücünün dayandığı hareket kolaylığından daha fazla bir serbestliğe ve
               onun ulaşamayacağı noktalara erişme gibi üstünlüklere sahiptir. Hava araçları, devletlerin doğal güven-
               lik alanları kabul edilen çöl, dağ, deniz gibi engelleri kolayca aşabilmektedir.
                  Hava gücünün üstünlüğüne dayalı görüşün en güçlü savunucuları ABD ve İngiltere’dir. ABD ve İngil-
               tere, tüm Orta Doğu’yu kontrol altında tutmak amacıyla Akdeniz’de ve Hint Okyanusu’nda hava üslerine
               sahiptir. Bu üslerde sürekli hareket hâlinde bulunan uçak gemileri bulunmaktadır.
                  II. Dünya Savaşı sonrası araç teknolojisinin (havacılık, balistik ve uzay teknolojisi) hızla gelişmesi ile
               ortaya çıkan yeni savaş sistemlerinin (nükleer, termonükleer, lazer silah teknolojisi) kurulması, jeostrateji
               alanında gelişmelerin olmasını sağlamıştır. Bu gelişmeler hava hâkimiyeti ile beraber uzay hâkimiyeti
               kavramını doğurmuştur.
                  Uzayın gözlem, haberleşme ve istihbarat sistemlerinin yanında antibalistik sistemlerin yerleştirilme-
               sine yönelik olarak da kullanılması ABD ile SSCB arasında ciddi bir rekabet alanı oluşturmuştur. ABD ile
               giriştiği bu silahlanma yarışı SSCB’nin çöküşünde önemli bir etken olmuştur.





                       ETKİNLİK
              6.
                       Dünya Hâkimiyeti





                       Özellikle II. Dünya Savaşı’ndan sonra Birleşik Devletler, iç kenar hilal üzerindeki coğraf-
                    yayı kontrol altına almak amacıyla hava ve deniz hâkimiyet teorilerini uygulamaya koymuştur.
                    İç kenar hilal üzerinde asıl önemli coğrafya Orta Doğu’dur. Çünkü sahip olduğu enerji kaynak-
                    larının yanında Hazar Havzası’nda bulunan enerji kaynaklarını kontrol etmek açısından da
                    Orta Doğu, Amerika için çok önemlidir. Birleşik Devletler, özellikle bu coğrafyaya ulaşmak için
                    Avrupa, Türkiye ve Orta Doğu’da deniz, hava ve kara üsleri bulundurmaktadır. Amerika’nın 50
                    ülkedeki kara, deniz ve hava üssü sayısı 730’dur. Bu üslerde son derece gelişmiş savaş gemi-
                    leri, savaş uçakları ve uzun uçuşlara imkân sağlayan hava tanker uçakları konuşlandırılmıştır.
                       Sonuç olarak yalnız bir kuvveti esas alan görüşü teori olarak kabullenmek mümkün de-
                    ğildir. Her üç kuvvet birbirinin tamamlayıcısıdır. Dünya hâkimiyetini kurmak isteyen bir gücün
                    salt kara veya deniz ya da hava gücüyle bunu gerçekleştirmesi mümkün görünmemektedir.
                    Bu, ancak üç kuvvet arasında sağlanabilecek etkin koordinasyonla mümkündür.
                       Doç. Dr. İsmail Hakkı İşcan, Uluslararası İlişkilerde Klasik Jeopolitik Teoriler ve Çağdaş Yansımaları, Uİ,
                    Cilt 1, Sayı 2’den düzenlenmiştir.

                       Yukarıdaki metni değerlendirerek hâkimiyet teorileri ile ABD politikalarının ilişkisini
                    tartışınız.













                                                           36
   21   22   23   24   25   26   27   28   29   30   31