Page 20 - Tarih 10 - Ünite 4
P. 20

BEYLİKTEN DEVLETE OSMANLI MEDENİYETİ


               Osmanlılarda El Sanatları

               Bosna’dan Yemen’e, Kafkasya’dan Kırım’a kadar çok farklı coğ-
               rafyalara hükmeden Osmanlı Devleti, insanların yeteneklerini
               kullanabilmelerini sağlamak amacıyla güvenli bir ortam oluştur-
               muştur. Bu güvenli ortamda şehirler; mimarisiyle, zanaat, sanat
               ve kültür faaliyetleriyle birer yaşam merkezi hâline gelmiştir.
               Özellikle kuruluş devrinden itibaren İznik, Bursa, Edirne ve İstan-
               bul, Osmanlı sanat ve mimarisinin beşiği olmuştur. Günümüze
               kadar ulaşan müzeleri, sarayları, koleksiyonları, kütüphaneleri ve
               camileri dolduran tezhip, çini, minyatür, halı, kilim, kumaşlar ve
               binlerce cilt yazma eser vardır. Bu eserler, Anadolu ve çevresinde
               gelişen Türk el sanatlarına ait zengin bir hazinedir.

               Bir milletin kültürel kişiliğinin en canlı ve anlamlı belgeleri ni-
               teliğinde olan el sanatları, Osmanlı Devleti’nde büyük gelişme
               göstermiştir. Özellikle ahşap ve taş işlemeciliği, dokumacılık,
               çinicilik ve hat sanatları yeni bir ifade ve anlatım zenginliği
               kazanmıştır. Bu dalların her biri kendi içinde ustalık alanları,
               kullanılan gereç veya üretilen üründen adını alan gruplara ay-
               rılmıştır. Nakkaşlar, kuyumcular, kâtipler, ciltçiler, çiniciler, kumaş
               dokuyucuları, maden işi yapan kazgancılar, ahşap işleriyle uğraşan
               kündekârlardan oluşan bu sanat ve zanaat grupları, kendi içle-
               rinde birer eğitim kurumu gibi çalışmıştır. Bu meslek gruplarının
               ustaları, Ahilik teşkilatına bağlı olarak loncalar oluşturmuş ve
               “esnaf şeyhleri” tarafından yönetilmiştir. Ahi terbiyesiyle yetişen               Görsel 4.21
               Osmanlı sanatkârlarının hile ve aldatmaca bilmediği, bu yola    16. yüzyıldan kalma dokuma örneği
                                                                                                     (Bursa)
               başvuranların ise şiddetle cezalandırıldığı bilinmektedir.


                 Dokumacılık (Görsel 4.21), Osmanlı Devleti’nde gerek artan nü-
                 fusun gerekse sarayın ve ordunun ihtiyaçlarına cevap verebil-
                 mek için hızlı bir şekilde gelişmiştir. Dokuma sanayinin geliştiği
                 Bursa’da; yünlü kumaşların, ipekli dibaların ve her cins kadifenin
                 dokunduğu bilinmektedir. Dokumacılıkta oldukça ileri gitmiş
                 olan Çin bile Bursa’dan kumaş satın almıştır. Yine bu dönemde
                 Macaristan, İtalya, Polonya ve Balkan ülkelerinin pazarlarında
                 Bursa kumaşları satılmıştır. Bursa kumaşlarının üstünlüğü, mal-
                 zemesinin zenginliği ve desenlerinin güzelliğinden kaynaklan-
                 mıştır. Osmanlı şehirlerine, yabancı ülkelerden boyanmak için
                 kumaşlar gönderilmiştir. Ayrıca Türk alı ve çini mavisi gibi renk-
                 lerin usullerini öğrenmek için Osmanlı şehirlerine Fransa’dan
                 heyetler gelmiştir.


                 Ahşap işlemeciliği, Osmanlılar Devri’nde daha ziyade geometrik
                 yıldız motifleri ile fildişi ve sedef kaplamalı olarak yapılmıştır.
                 Süslemelerde yazı hemen hemen hiç görülmeyecek şekildedir.
                 I. Ahmet’in sedef kaplamalı firuze, yakut ve zümrüt taşlarıyla
                 süslü tahtı başta olmak üzere Kur’an mahfazaları, rahleler ve
                 minberler gibi nadide eserler dünya müzelerinin en kıymetli
                 koleksiyonları arasında yer alır.


                                                                                                          115
   15   16   17   18   19   20   21   22   23   24