Page 24 - T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük - Ünite 3
P. 24
ATATÜRKÇÜLÜK VE TÜRK İNKILABI
Aynı zamanda eski döneme ait cübbe, sarık gibi kıyafetlerin din adamları dı-
şında kullanılması kanunla yasaklandı. 3 Aralık 1934’te çıkarılan başka bir
kanunla, dinî kıyafetlerin din adamları tarafından yalnızca ibadethanelerde
kullanılabilmesi zorunluluğu getirildi. En yüksek din görevlisi olan Diyanet
İşleri Başkanı bu uygulamanın dışında bırakıldı. Türk inkılabı kadın kıya-
fetleri konusunda yasal bir düzenleme getirmedi. Kadınların kıyafet konu-
sunda çağdaş dünyaya uyumlu hâle gelmeleri kendi doğal sürecine bırakıldı.
Laiklik ilkesi çerçevesinde yapılan şapka, kılık ve kıyafet düzenlemeleriyle
hem toplumda laiklik anlayışı güçlendirildi hem de kıyafette birlik sağlanarak
Atatürkçülük’ün halkçılık ilkesi doğrultusunda sosyal eşitlik sağlanmış oldu.
Sıra Sizde Osmanlı’da II.Mahmut döneminde fes, cumhuriyet döneminde
ise şapka giyilmesi ile ilgili yapılan düzenlemelere gösterilen
tepkilerin sebepleri neler olabilir?
Nihayet uygarım diyen Türkiye’nin gerçekten uygar olan
halkı, baştan aşağıya dış görünüşüyle dahi uygar ve ol-
gun insanlar olduğunu fiilen göstermek zorundadır.
3. 6. 2. Tekke, Zaviye ve Türbelerin Kapatılması
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasından sonra hem devlet hem de toplum,
çağdaş ve millî bir anlayışla yeniden yapılandırılmaya başlamıştı. Laiklik
düşüncesi doğrultusunda halifelik kaldırılmış, medreseler kapatılmıştı. Son
olarak Batı tarzı kıyafet giyme zorunluluğu da getirilerek sosyal hayat laik
ve çağdaş ölçütlere göre düzenlenmişti. Bu uygulamalar sürerken Türkiye
Cumhuriyeti, Türk milletinin hızla çağdaşlaşmasını önleyecek bütün engel-
leri kaldırmak istiyordu.
Selçuklu ve Osmanlı Dönemi’nde Anadolu’nun Türkleşmesinde, Türk mil-
letinin dinî, ahlaki ve hatta sanatsal değerlerinin sosyal hayatta yaşanılır ol-
masında tarikatların ve tekkelerin büyük etkisi olmuştu. Fakat sonraki dö-
nemlerde tarikatlar ve tekkeler bu görevi yerine getiremez olmuşlardı. Gerek
Osmanlı Dönemi’ndeki ıslahatlar gerekse Cumhuriyet Dönemi’nde Türk in-
kılabının getirdiği yenilikler dolayısıyla bir kısım tarikatlar ve tekkeler sosyal
yenileşmeye direnmeye başlamışlardı.
Atatürk, Kastamonu gezisinde bu konudaki düşüncesini: “Efendiler ve ey
millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler ve men-
suplar memleketi olamaz. En doğru ve gerçek tarikat, uygarlık tarikatıdır.”
diyerek açıkça ifade etmişti. Bu doğrultuda 30 Kasım 1925’te TBMM’de ka-
bul edilen kanunla tarikatlar, tekkeler, zaviyeler ve türbeler kapatıldı. Aynı
zamanda şeyhlik, dervişlik, dedelik, seyitlik, babalık, müritlik ve türbedarlık
unvanları da yasaklandı.
Bu düzenlemeyle sosyal hayatın laikleşmesi konusunda önemli bir adım atıl-
mış oldu. Tekke, zaviye ve türbelerin sosyal hayattaki etkisi sonlandırılarak
dini yaşam bireylerin tercilerine bırakıldı.
Sıra Sizde
Devletin inançlar karşısındaki tutumu nasıl olmalıdır? Tartışınız.
Yüksek Ziraat Enstitüsü kuruldu. Hava Yolları Devlet İşletme İdaresi kuruldu.
1933 1933
122