Page 21 - T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük - Ünite 3
P. 21
3. Ünite
3. 5. 5. Üniversite Reformu
Bilgi Notu
Darülfünûn, Cumhuriyet öncesinde Batılı ölçütlerde kurulmuş yükseköğretim
kurumlarından biriydi. Darülfünûn, üç kez kapatılmış ancak 1900 yılından Darülfünûn: 20 Şubat 1870’de
itibaren sürekli eğitime geçmişti. İstanbul’da açılan, Osmanlı Devle-
ti’nin Batılı anlamda ilk yükseköğ-
retim kurumudur. Bu okula “fenler
Yeni Türkiye Cumhuriyeti kurulduğunda Darülfünûnun Türk inkılabının ge- evi” manasına gelen “Darülfünûn”
liştirilmesinde ve yaygınlaştırılmasında yetkin olmadığı görüldü. Bu sebeple adının verilmesi, o günün şartla-
1931 yılında Atatürk, Darülfünûnda yeni bir düzenleme yapılması kararına rında medreseden ayrı bir kurum
vardı. Düzenlemenin nasıl yapılacağı konusunda yabancı bir uzmandan ya- olduğunu çarpıcı bir şekilde ortaya
rarlanılması uygun görüldü. koyma düşüncesinden doğmuştur.
Okulda verilen dersler arasında:
16 Ocak 1932’de Cenevre Üniversitesinden Türkiye’ye gelen Prof. Dr. Al- Fransızca, tarih, fizik, coğrafya, re-
bert Malche (Albert Malke) incelemelerde bulundu ve hazırladığı raporu sim, hukuk ve mantık dersleri bu-
Millî Eğitim Bakanlığına sundu. Atatürk, yapılacak düzenlemelerin hızlı bir lunmaktaydı.
biçimde uygulanmasına yönelik olarak TBMM’nin açılışında şunları söyledi:
“Üniversite kurulmasına verdiğimiz önemi belirtmek isterim. Yarım önlem-
lerin kısır olduğuna kuşku yoktur. Bütün işlerimizde olduğu gibi eğitimde ve
kurulan üniversitede de kökten önlemler yürütmek kesin kararımızdır.”
Prof. Malche’nin raporu ve Atatürk’ün emriyle Millî Eğitim Bakanlığı tara-
fından bir düzenleme yapıldı. Bu düzenleme 31 Mayıs 1932’de TBMM’de
kanun haline gelerek yürürlüğe girdi. Bu kanunla Darülfünûn kapandı ve 31
Temmuz 1933 itibariyle İstanbul Üniversitesi kuruldu. İstanbul Üniversitesi-
nin kurulmasıyla, Türkiye Cumhuriyeti 1925’te Ankara Hukuk Mektebinin
açılmasından sonra, çağın ihtiyaçları doğrultusunda bilimsel çalışmalar yapa-
cak ve bilim insanı yetiştirecek bir yükseköğretim kurumuna daha sahip oldu.
Ardından 1936 yılında Dil ve Tarih, Coğrafya Mektebinin açılması, Atatürk
önderliğindeki cumhuriyet yönetiminin bilimsel gelişmelere verdiği önemin
somut birer kanıtıdır.
Darülfünûnun, İstanbul Üniversitesi ile başlayan dönüşümü aynı zamanda
yeni bir bilimsel anlayışın başlamasıydı (Görsel 3.16).
1937 yılı TBMM açılış konuşmasında Atatürk, bilimsel gelişme ve kalkınma-
ya verdiği önemi şu sözlerle dile getirmişti: “Arkadaşlar, büyük davamız, en
uygar ve en refaha kavuşmuş ülke olarak varlığımızı yükseltmektir. Bu, yalnız
kurumlarında değil, düşüncelerinde köklü bir inkılap yapmış olan büyük Türk
milletinin dinamik ülküsüdür. Bu ülküyü en kısa bir zamanda başarmak için,
düşünce ve eylemi birlikte yürütmek zorundayız. Bu girişimden başarı, ancak
hukuki bir planla ve en verimli bir biçimde çalışmakla gerçekleşebilir. Bu
nedenle, okuyup yazma bilmeyen tek vatandaş bırakmamak, ülkenin büyük
kalkınma savaşının ve yeni yapısının istediği teknik elemanları yetiştirmek,
ülke davalarının ideolojisini anlayacak, anlatacak, nesilden nesile yaşatacak,
kişi ve kurumları yaratmak, işte bu önemli ilkeleri en kısa sürede sağlamak,
Kültür Bakanlığının üzerine aldığı büyük ve ağır görevler arasındadır.”
İstanbul Üniversitesinde başlanmış olan reform programının daha köklü bir
biçimde uygulanmasıyla Cumhuriyet’e gerçekten modern bir üniversite ka-
zandırmak, merkez bölgesi için, Ankara Üniversitesini az zamanda kurmak
gerekir. Belirttiğim ilkeler, Türk gençliğinin beyninde ve ulusun bilincinde
her zaman canlı tutmak, üniversitelerimize ve yüksek okullarımıza düşen baş- Görsel 3.16: 15 Aralık 1930 Atatürk
lıca görevdir.” Darülfûnun sıralarında ders dinlerken
Millet Mektepleri açıldı. Ankara Etnoğrafya Müzesi açıldı.
1928 1930
24 Kasım 119