Page 9 - Türk Dili ve Edebiyatı 11 | 8.Ünite
P. 9

Eleştiri


                  Hazırlık

                  Tenkidin yeni karşılığı olarak eleştiri, şu bakımdan tam yerine oturmuştur: Her eleştirmen’in elinde
               sahte ve has olanı ayırmaya yarayan bir elek vardır. Ama her eleğin inceliğine kabalığına göre, üstte
               kalanlarla aşağı düşenler de elbette farklı olacaktır.
                                                                                            M. Orhan Okay
                  Yukarıdaki sözde öne sürülen düşünceye katılıp katılmadığınızı gerekçesiyle belirtiniz.



                            PEYAMİ SAFA’NIN YALNIZIZ ROMANINDAKİ ANLATIM SANATI
                                     (...)
                    3. Metin         Simeranya,  Yalnızız romanının kurgu ilkesini önemli ölçüde belirlemekte-
                                  dir. Bu ilke, doğrudan doğruya kutupluluk ilkesidir ve eser, her şeyden önce iki
                                  karşıt temele dayanmaktadır: Gerçeklik ile ideal. Peyami Safa, romanının ana
                                  düşüncesi olarak da karşıtlık ilkesine işaret etmektedir. “İnsan realitesi tezatlıdır”
                                  (s. 125) diyen yazar, hayatın, evrenin temeli olarak andığı bir de dip zıtlıktan
                                  söz eder sık sık. İşte Simeranya’nın en büyük başarısı, manevî alanda karşıtlık-
               ları uyuma ulaştırmasıdır. Pozitifle negatifi maddî alanda elektrik ışığında hayırlı bir senteze ulaştıran
               insanlığın, manevî alanda henüz böyle bir sentezden uzak olduğundan ve kendi karşıtlıklarının esiri
               olduğundan yakınır. Öte yandan Simeranya madde ile mânâ arasındaki ikiliği de aşmış bir dünyadır:
               “Simeranya’da maddenin katılaşmış bir ruh ve ruhun beş duyumuzla idraki mümkün olmayan ince
               bir madde olduğu kabul edilmiştir.” (s. 137)
                  Peyami Safa, romanının temel düşüncesini figürlerin esere yerleştirilmesinde de uygular: Samim’le
               Besim, Ferhat’la Haydar, dünya görüşleriyle, hayat anlayışlarıyla karşıt iki kutuptur. Besim, boğazına
               düşkün, maddî zevklere değer veren, tipik bir epikürcüdür. Ağabeyiyle kendi arasındaki farklılığı da
               her şeyi olduğu gibi maddeyle, vücut yapılarının farklılığıyla açıklayan Besim (s. 37), olaylar ve durum-
               lar karşısında hep hafife alan, umursamayan, “gırgır geçen” bir tavır takınır. Romanda bu figür, bir ba-
               kıma yazara kendisinin benimsemese de mümkün gördüğü, varlığını kabul ettiği bir tutumu gözler
               önüne serme imkânı vermektedir. Peyami Safa’nın romancılık başarısının en güçlü göstergesi, figür-
               lerin ve düşüncelerin karşıtlarını yaratmadaki becerisidir. Zaten roman sanatının esası, yazarın kendi
               görüşlerinin tersini savunan kişilerle bile özdeşleşebilmesi, teke tek tartışmaları, karşılıklı sohbetleri
               eşit ağırlıklı canlandırabilmesidir. Yalnızız’da yazarın sözcülüğünü yapan figürün Samim olduğu açık-
               tır. Ama Besim’in de söz hakkı kazanması ve hemen her konuda karşı düşünceyi ya da karşı tutumu
               dile getirerek ister tartışma ister sohbet olsun her türlü konuşmayı tek yanlılıktan kurtarıp bütüne
               ulaştırması Yalnızız’ı çağdaş roman katına yükselten bir kurgu özelliğidir.
                  Peyami Safa, tezli roman olarak nitelendirilen bir düşünce romanını amaçlamış ve Yalnızız’da bunu
               başarmıştır. Karşıtlıklar ve karşıtlıkların uyuma ulaşmasıdır ele aldığı düşünce. Romanında söz konusu
               düşünceyi somutlaştırıcı, imgeye dönüştürücü özellikler vardır. Figürlerin konumundaki çaprazlama
               gibi, tek tek figürlerin iç dünyasında vurgulanan karşıtlıklar da bu somutlaştırmanın belirtileridir. Ala-
               lım, Meral’i. Samim biraz hoca, biraz baba, ama daha çok sevgili kimliğini taşıyan bu erkek, kendisin-
               den yaş, deneyim, bilgi bakımından çok küçük olan Meral’in dikkatini benliğindeki ikiliğe çekerken,
               yazarın sözcülüğünü yapmaktadır. İnsanda iki benlik yarattığını söylediği iki karşıt davranış vardır
               Samim’e göre. Romandan okuyalım:
                     Birincisi, aşk ve fedakârlık hamleleri halinde kendi kendini aşar ve ebedilik değerlerine sarılır.
                     Sevgili aşkından, aile aşkından, meslek aşkından, millet aşkından, insanlık aşkından Allah aş-
                     kına kadar gider. (Esasen böyle bir transcendance olmadan varlığın mümkün olmadığı Sime-
                     ranya metafiziğin esasını vücuda getirir.) İnsan fânilik sıkıntısından böyle kurtulur ve varlığının
                     en dolgun halini yaşar. Her insanda bu “birinci” türlü an ve dereceleriyle, pek az veya pek çok
                     şuurlu olarak vardır. Bütün sosyal ve kutsal değerler oradadır.



                                                                                                            241
   4   5   6   7   8   9   10   11   12   13   14