Page 13 - Türk Dili ve Edebiyatı 12 | 2.Ünite
P. 13
HİKÂYE
3. METİN
Hazırlık
1. Bir ürünün el emeğiyle yapılmış şekli ile fabrikada üretilmiş hâli arasında sizce nasıl bir fark vardır?
2. Bir edebî metinde daha önce denenmemiş anlatım tekniklerinin kullanılması sizi nasıl etkiler?
Daha önce okuduğunuz hikâye ve romanları da göz önünde bulundurarak düşüncelerinizi pay-
laşınız.
KARANFİLSİZ
“İşim mi?.. Eh işte…”
Caddede, kalabalık arasında kulağıma çarpan söz, bu. Bu kadarcık işim mi? Eh işte… Öyle, sapı
kırık, taç yaprakları dökük bir ses. Dönüp bakmadım. Kim olduğunu görmedim.
Küçük bir işmiş. Önemsiz bir iş!
Kasa yapımında çalışan kaportacı arkadaşı, sabah akşam karşısına geçip de inatla, sabırla, ona
bunu öğretmeye kalkana dek, önemsiz bir iş yapmakta olduğunu bilmezdi. Kendisi için önemliydi,
güzeldi, iyiydi. En iyi bildiği işti.
Atlı araba, kamyon kasalarını süslüyordu. Yeşiller, sarılar, maviler, kırmızılar, akarsular, göller,
dağlar ve karanfiller onun da içini süsler, günlerini güzelleştirirdi. Bu arabaları, kamyonları süren-
leri de sevindiriyor olmalıydı. Yoksa önünde neden sıraya girsinler, neden, gölün içinde bir kuğusu
da mutlaka olsun, desinler?
Önüne getirilen her kasa tahtasını boyardı. Çiçekler, böcekler, dantela Metne Dair
kıvrımlarla çektiği çerçeveye bir karanfil de kendinden katardı. Dedesinin Dış dünyaya ve
işiydi. Sonra, babasının da işiydi. Dalları boyarken, göl kıyılarına sazları gerçeğe büyük önem
atarken, dedesi gecenin ortasında, ak donuyla çıkar gelir; denir ki hâlâ sağ, veren Adalet Ağaoğlu,
başının ucuna dikilirdi: eserlerinde kelimelerle
“Gölün şıpırtılarını unuttun. Suların salınışını unutma. Boyayı da iyi ov. resme has görüntüler
Renkler sevinsin,” derdi. “Baştan savma! Dolunayı suya düşürmeyi unutma!” vermeye çalışır.
47