Page 10 - Türk Kültür ve Medeniyet Tarihi 11 | 5.Ünite
P. 10
5. Ünite
SIRA SİZDE
Selçuklu Sultanı Alparslan, bir gün Nişabur’da bir caminin kapısında perişan
kılıklı gençler görüp bunların kim olduklarını vezir Nizamülmülk’e sormuştu. Vezir;
“Bunlar insanların en şereflileri, dünya zevki bulunmayan ilim araştırıcılarıdır.” deyince,
Alparslan onlara bir yurt yapılması ve maaş bağlanmasını emretmiştir.
Alparslan’ın oğlu Sultan Melikşah, kendisini ziyaret etmeyen bilim insanı Sandali’ye
bunun nedenini sorunca; “Sizin, hükümdarların en iyisi olmanız için ve benim de âlim-
lerin en kötüsü olmamam için ziyaretinize gelmiyorum. Çünkü en iyi hükümdar, âlimleri
ziyaret eden, en kötü âlim de hükümdarın ziyaretine koşandır.” diye cevap vermiştir.
Yahya Akyüz, Türk Eğitim Tarihi, s. 43
Yukarıda verilen örneklere bakarak, Selçuklularda eğitim ve bilime verilen önemi
açıklayınız.
.........................................................................................................................................................................................................................
.........................................................................................................................................................................................................................
.........................................................................................................................................................................................................................
İslam tarihinde medreselerin yanında mescit, ribat, tekke ve zaviyeler de eğitimde önemli
bir yere sahipti.
Hz. Muhammed Dönemi’nde Medine’de açılan ilk mescitle birlikte, mescitler İslam tarihinde
eğitim öğretim merkezi hâline dönüşmüş, daha sonraki dönemlerde de eğitim öğretim merkezi
olmaya devam etmiştir. Ancak zamanla öğrenci sayıları artıp ders programları genişleyince, mes-
citler eğitim öğretim alanında yetersiz kalmıştır.
Özellikle kelam ve diğer bilim dallarının karşılıklı tartışma esasına dayanması sonucunda
oluşan eğitim tarzı mescitlerin sessizliğini bozmuş, bu nedenle de eğitim öğretim işleri mescit ve
camilerden medreselere geçmiştir. Medreselerin açılmasına rağmen mescit ve camilerde kısmen
eğitim öğretim faaliyetleri devam etmiştir.
Kervansarayların ilk örneği olan ri-
batlar, büyük merkezlerde sadece sa-
vaşçılar için yapılmışken, daha sonra-
ki dönemlerde İslam ilimleri ile uğraşan
gençlere de kapılarını açmıştıır. Ribatlar-
da kalan bu öğrenciler, din ilimlerine ait
konularda kendilerini geliştirirken ihtiyaç
hâlinde şehrin savunmasında askerî bir
kuvvet olarak da kullanılmıştır. Ribatla-
rın yanında varlıklarını sürdüren tekke ve
zaviyeler (Görsel 5.12) ise; ibadet, eğitim,
ziyaret, barınma, beslenme ve temizlenme
gibi ihtiyaçların karşılanmasını sağlamıştır.
Tekke ve zaviyelerdeki eğitim sisteminde, Görsel 5.12: Hacı Bektaş-ı Veli tekkesi (Kırşehir)
medreselerde olduğu gibi öğrencinin davra-
nışlarını değiştirerek onları olgunlaştırma amaçlanmıştır.
Daha çok yaparak ve yaşayarak öğrenme yöntemi uygulanan tekke ve zaviyelerde, derviş ile
şeyhi arasında birebir eğitim anlayışı uygulanmaktaydı. Tekke ve zaviyelerde verilen eğitim, İslam
dininin yayılmasında ve Anadolu’ya yapılan Türk göçleri sonucu yaşanan toplumsal sorunların
giderilmesinde önemli rol oynamıştır.
174