Page 127 - ÇAĞDAŞ DÜNYA SANATI TARİHİ 12
P. 127
20. YÜZYIL ÇAĞDAŞ SANAT AKIMLARI
Op sanatta renk ve çizgiler kullanılarak göz yanılsamaları yaratılması ve eserde üç boyutluluk ile derinlik hissi
oluşturulması temel amaçtır. Eserler genelde soyut ve siyah-beyaz renktedir. Zira siyah ve beyaz renkler gözde bir
uyumsuzluk algısı oluşturabilmek için kullanılabilecek en iyi tercihtir. Çünkü insan gözü zıt ışık tonlarına aynı anda
uyum sağlayabilecek şekilde tasarlanmamıştır. Siyah ile beyazın geometrik bir sırada sunulması karşısında insan
gözünün bu duruma uyum sağlaması zaman alacaktır. Bu da op-art eserlerini inceleyen gözlerde farklı bir tepkime
oluşmasına yol açmıştır. Akımın sanatçılarının temel amacı da tam olarak bu farklı tepkimeler bir diğer deyişle rahat-
sızlıklardır. Optik sanat ile yaratılan eserlerin klasik resimlerden farkı eserlerde hiçbir rastlantıya yer verilmemesidir.
Bu eserlerden birini incelediğimizde her bir çizginin belli başlı bilimsel kurallara göre tasarlandığını rahatlıkla anla-
yabiliriz. Bu özellikleri en iyi yansıtan sanatçılardan biri de Maurits Cornelis Escher’dir (Morits Kornelis Eşer). En
bilinen eseri ise “Çizen Eller”dir (Görsel 4.68). Bu akımın günümüzdeki en ünlü sanatçılarından biri ise Akiyoshi
Kitaoka’dır (Akiyoşi Kitaoka). Özellikle resimlerine uzun süre bakıldığında bu resimlerin hareket ettiği düşünülebilir.
“Dönen Yılanlar” (Görsel 4.69) sanatçının en önemli eserlerindendir.
Görsel 4.68: Çizen Eller, Escher, 1948, Görsel 4.69: Dönen Yılanlar,
Herakleidon Müzesi, Atina, Yunanistan Kitaoka, 2003
Op-artın mantık temelinde yükselen popülaritesi, bu akımın soyut bir sanat alanı olmaktan sıyrılarak gündelik
hayatımızda da yer edinmesini sağlamıştır. Op-art günümüzde özellikle tasarım alanında sıklıkla kullanılmaktadır.
Örneğin sokakta op-art tasarımlarıyla bezenmiş bir güneş gözlüğünü görmeniz içten bile değildir. Günümüzde artık
duvar süslemeleri, halılar, küçük ev eşyaları veya sanata yer verilmek istenen pek çok üründe de yine op-artın izlerinin
görülmesi son derece olağan bir durumdur. Akımın en ünlü sanatçıları Victor Vasarely (Viktor Vasareliy), Maurits
Cornelis Escher ve Josef Albers’tir (Yozıf Albırs).
Victor Vasarely (1908-1997): Macar asıllı Fransız ressamdır. 1929’da Budapeşte’de Bauhaus anlayışında öğrenim
gördükten sonra Paris'e yerleşerek burada grafik tasarımcısı olarak çalışmıştır. 1944 yılında Denise Rene’nin (Danise
Rena) galerisinde açılan ilk kişisel sergisiyle Paris’in
saygın sanat ortamına giren sanatçı, geometrik kökenli
soyut resimleriyle kısa zamanda büyük ilgi çekmiştir.
1955 yılında “Sarı Manifesto”yu yayımlamış, op-art
akımının kuruculuğunu üstlenerek önemli çalışmalar
gerçekleştirmiştir. İç içe girmiş kareler, yuvarlaklar,
elipsler, yamuklar ve çokgenler ile çok renkli bir soyutla-
maya ulaşarak op sanatının en önemli temsilcilerinden
biri olmuştur. Yapıtlarında görsel bir devinim egemendir.
Op-art pozitif ve negatif formların farklı bir biçim-
lendirme metoduyla bağlantı kurup, tuval yüzeyinde
hareket olgusunu ortaya çıkartan bir akımdır. Vasarely,
izleyicileri daha ilk bakışta etkisi altına alan ve göz yanıl-
samalarıyla ilgi çeken bu akımın öncüsü olan bir
sanatçıdır. Vasarely’in deneysel çalışmaları 20. yüzyıl
sanatında pop-arttan minimal-arta uzanan bir çizgide
kendinden sonraki sanatçıları etkilemiş ve onlarda derin
izler bırakmıştır.
Eserlerinden bazıları “Keple Gestalt” (Keple Geştalt),
“Torony-Nagy” (Toroni Nagi), “Axo GJ” (Akso GJ),
“Vega-Nor” (Görsel 4.70), “Zebra”, “Etudes Bauhaus C” Görsel 4.70: Vega-Nor, Vasarely ,1969,
(Etudes Bauhaus), “Riu-Kiu-C”, “Vega 200”dür. Vasarely Müzesi, Macaristan
124