Page 23 - GELENEKSEL TÜRK SANATLARI MİNYATÜR 11
P. 23

Nakkaş Osman (16.yy)
            16. yüzyıl sonrası Osmanlı Sarayı’nın başnakkaşıdır. İs-
          lam minyatürlerini, kalıpçı bezeme anlayışından sıyrılıp
          gerçekçi, yalın bir anlatım diline ve renklerine kavuştu-
          rur. Osmanlı minyatürlerinde detaycılığı geliştirir (Görsel
          1.39). Gerçekçi tarihsel olayları resmeder. Başlangıcından
          itibaren hüküm sürmüş Osmanlı padişahlarının tasvirle-
          rini  yaparak  Osmanlı  minyatür  sanatında  “dizi  padişah
          portreciliği”  olarak  bilinen  yeni  bir  geleneğin  yaratıcısı
          olmuştur. Kullandığı renkler pastel tonlardır. İstanbul'da-
          ki  günlük  hayatı,  esnafların  karakteristik  özelliklerini;
          törenlerin, gösterilerin canlı ve neşeli havasını yansıtan
          tasvirleri belge değeri taşıması bakımından önemlidir.
            Osmanlıda mimarlar resim üzerinde değil de maketler
          üzerinde  çalışırdı  (Görsel  1.36).  Minyatürde,  mimarlar
          loncası  bayramda  tören  alanından  geçerken  resmedil-
          miş.  Bir  cami  maketi  üzerinde  çalışan  mimarlar  el,  kol
          hareketleriyle duygularını yansıtmaya çalışmıştır.            Görsel 1.36: Mimarlar loncası (detay), Nakkaş Osman, TSMK
          Nakkaş Hasan (16.yy)
            III. Murat Dönemi nakkaşlarındandır. Nakkaş Osman’ın
          yanında  çalışanlar  arasında  adı  geçer.  Minyatürlerde-
          ki  kültürel  kimlikleri  giyimleriyle  ve  önemli  kişileri  yüz
          ifadeleriyle  belirtir.  İranlı  minyatürcülerin  üslubundan
          etkilenmiştir. Detaylar önemlidir. Sade değildir. Pembe,
          turuncu ve yeşil rengi sık sık kullanmıştır.
             Sultan  II.  Mehmet  ve  I.  Ahmet  Dönemi'nde  eserler
          veren Nakkaş Hasan, vezirliğe kadar yükselmiştir. Daire-
          sel kompozisyonların yanı sıra siyah kalın kaşlı, tombul
          yanaklı figürleri ve kullandığı canlı renkler onun üslubu-
          nun belirgin özellikleridir. 20 kadar yazmanın resimlendi-
          rilmesinde çalışmıştır, verimli bir sanat hayatı olmuştur.
          "Siyer-i Nebi" (Görsel 1.37) minyatürlerinde de anlaşıla-
          cağı gibi Nakkaş Hasan’ın üslubu tarih ve edebiyat konu-
          sunda hazırlanan tüm eserlere yansımıştır. Aynı zaman-
          da usta bir müzehhiptir.

          Seyyid Lokman (16.yy)
            Eserlerinde künyesini Seyyid Lokman b. Seyyid Hüse-
          yin el-Âşûrî el-Hüseynî el-Urmevî olarak vermiş olduğun-                Görsel 1.37: Ahvalü'l-Kıyamet, Miraç,
          dan  Azerbaycan’ın Urumi kasabasından olduğu ortaya                      Nakkaş Hasan, Berlin Müzesi
          çıkmaktadır. Sokullu Mehmet Paşa’ya intisap etmiş olan
          Seyyid Lokman’ın Sokullu’nun başkâtibi olduğu  Zigetvar
          Seferi  (Görsel  1.38) ve  sonrasını  nazma  çekmek  üzere
          şehnameci olarak tayin edilmiş olduğu anlaşılmaktadır.
          Şehnameci  olarak  göreve  başladıktan  sonra  nakkaşlar,
          hattatlar  ve müzehhipler ekibi kurduğu anlaşılır.
            Eserlerinden en önemlileri şunlardır:
           1. Surname-i Hümayun: III. Murat’ın oğlu Şehzade
              Mehmet’in sünnetini anatır.
           2. Hünername: Kanuni Dönemi'ne ait olayları anlatır.
              Nakkaş Osman’la birlikte çalışmıştır.
           3. Şehinşahname: III. Murat Dönemi'ne ait olayları an-
                latır.                                                          Görsel 1.38: Belgrad Kuşatması, (detay)
                                                                                 Sernakkaş Seyyid Lokman, TSMK

                                                            20
   18   19   20   21   22   23   24   25   26   27   28