Page 23 - İKİ BOYUTLU SANAT ATÖLYE 12
P. 23
ÇAĞDAŞ TÜRK RESİM SANATI
Sanâyi-i Nefîse Mektebinin 1910 yılında açtığı sı-
navı kazanarak yurt dışına resim eğitimi için gön-
derilen genç ressamlar, 1914’te I. Dünya Savaşı’nın
başlaması üzerine ülkeye geri dönmüşler ve yurt
dışında aldıkları resim eğitimi ile ülkemizde yeni bir
sanat anlayışının öncüsü olmuşlardır. Bu sebeple
“1914 Kuşağı” adını almışlardır. Bu grubun içinde
Nazmi Ziya Güran (Görsel 1.25), Feyhaman Duran,
Avni Lifij, Ruhi Arel, Namık İsmail, Hikmet Onat, İb-
rahim Çallı (Görsel 1.26), Ali Sami Boyar gibi isimler
yer almaktadır. 1914 Kuşağı, Sanâyi-i Nefîse’de gör-
dükleri eğitimin ardından gittikleri Paris’te Laurens Görsel 1.25: Manzara, (?), Nazmi Ziya Güran,
(Loğrıns) ve Cormon (Kormın) atölyelerinde eği- Resim Heykel Müzesi, Ankara
timlerine devam etmişlerdir. Kendilerinden önceki
kuşağın fotografik bakışına ve resimde renk fak-
törünü göz ardı etmelerine karşı bir tepki olarak
“izlenimciliği” benimsemişlerdir. Nitekim izlenimci
akım, Avrupa’da müzelerde gördükleri en yenilikçi
akımdır. Kendi kuşaklarından Avrupalı sanatçıların
avangart yaklaşımlarına ise ilgi duymamışlardır.
1914 Kuşağı ressamları, gözlemden ziyade üsluba
dayalı bir izlenimcilik anlayışındadır. İbrahim Çallı,
Namık İsmail gibi kimi ressamların fırça vuruşları,
dışavurumculuğun izlerini taşır. Bu ressamlar; pey-
zaj, natürmort, nü ve toplumsal içerikli temalarda
nitelikli eserler üretmiştir. Görsel 1.26: Çınaraltı, (?), İbrahim Çallı,
TCMB Sanat Koleksiyonu
Ressamlar, “figür sorununa” ve “çıplak model” konusuna da eğilmişlerdir. Sanâyi-i Nefîse’de çıplak
modelden çalışmanın yasak oluşu, ressamların bu konuda mücadele vermelerine neden olmuştur. Özellikle
1922 yılı Galatasaray Sergisi’nde, Namık İsmail’in “Üryan” adlı çıplak model resmi büyük tepki toplamıştır.
Mehmet Ruhi Arel, Hüseyin Avni Lifij gibi 1914 Kuşağı ressamları, Türk resminde güncel sosyal olayları
yansıtan çalışmalarıyla bir ilki gerçekleştirmiştir. Ayrıca Hikmet Onat’ın, İbrahim Çallı’nın, Namık İsmail’in
“Şişli Atölyesi Resimleri” gibi eserleri 1908–1922 yıllarındaki sosyal durumu belgelemektedir. Grubun
öncüsü olarak kabul edilen İbrahim Çallı’dan dolayı bu ressamlar, “Çallı Kuşağı” olarak da anılmaktadır.
Genelde Sanâyi-i Nefîse Mektebinden mezun olan Çallı Kuşağı ressamları, Avrupa’da sanat eğitimi görmüş
ve Batı resmi etkisinde tamamlanmış izlenimci görüşü benimsemişlerdir. Batı sanatı ile yerel sanat
anlayışını birleştirme çabaları sonucu kendilerine özgü bir doğaya yaklaşım biçimi ortaya çıkarmışlardır.
Ortak üslup özelliklerinin yanı sıra kişisel üsluplarını oluşturmayı da başarmışlardır. Yurt dışında eğitim
görmüş 1914 Kuşağı’nın yurt dışında gördükleri sanat kurumlarından esinlenerek dernek kurduklarını
söylemek mümkündür. 1929 yılında Müstakil Ressamlar ve Heykeltıraşlar Birliğinin kuruluşuna kadar tek
ressam birliği olarak varlığını sürdüren bu dernek; 1921’de “Türk Ressamlar Cemiyeti”, 1926’da “Türk
Sanâyi-i Nefîse Birliği” ve 1929’da “Güzel Sanatlar Birliği” adlarını almıştır. Osmanlı Ressamlar Cemiyeti’nin
girişimleriyle 1916 yılında başlayan ve her yıl tekrarlanan geleneksel Galatasaray resim-heykel sergileri ise
1952 yılına kadar devam etmiştir.
21

