Page 102 - GENEL SANAT TARİHİ 10
P. 102

GENEL SANAT TARİHİ

          Gerçeküstücülük (Sürrealizm)

          I. Dünya Savaşı’ndan sonra Fransa’ da görülen, resim ve edebiyat alanlarında etkisini gösteren sanat akımıdır.
          Gerçeküstülük adıyla ortaya çıkan sanatçılar resimde biçimsel nitelikleri önemseyen birçok modern ressamın
          aksine resmin konusuna ve anlatılmak istenene önem vermişlerdir. Akımın savunucusu olan sanatçılar resmin
          anlamsız bir hikâye anlatmasını ve seyircide şaşkınlık yaratacak, onu sarsacak nitelikte olmasını istemişlerdir.
          Akımın sanatçıları; “Tahlil masasında bir şemsiye ve dikiş makinesi arasında buluşma imkânı ne kadar güzel.” diyen
          Fransız şair Comte de Lautreamont’ün (Komt dö Lautremö) bu sözünü akımın sloganı olarak kabul etmişlerdir.
          Akımın savunucularının hedefi, rüyalar ve gerçeği birleştirerek daha yüksek “gerçeküstü” bir boyut yaratmaktır.

          Gerçeküstücülük akımının önemli temsilcileri arasında; Salvador Dali (1904-1989), Frida Kahlo (1907-1954) ,
          René Magritte (Rönö Magrit) (1898-1967), Paul Klee (Pol Kli) (1879-1940), Joan Miro (Jan Mir) (1893-1983), Yves
          Tanguy (1900-1955), Marc Chagall (Mark Şgall) (1887-1985) gibi sanatçılar bulunmaktadır.
          Gerçeküstücülük akımının özellikleri arasında;
          •   İzleyiciyi rahatsız etmek, sarsmak ve etkilemek,
          •   Çarpıtılmış dinsel temalar ve rüya hâlini tasvir etmek,
          •   Birbiri ile uyumsuz nesneleri bir arada kullanmak,

          •   Bilinçaltı ve rüyalardaki dünyayı tasvir etmek,
          •   Görüleni değil akıldan geçenleri betimlemek bulunmaktadır.
          Salvador  Dali,  gerçeküstücülük  akımının  önde  gelen  sıra  dışı  sanatçılarındandır.  Dali;  garip  bir  dünyanın
          sisli olayları, objeleri, yaratıklarını her türlü mantık düzeninden uzak bir şekilde tablolarında tasvir etmiştir.
          Tasvirleri arasında çöl manzaraları içinde zürafaların yanması, kadın ve erkek vücutlarının deforme edilmesi
          bulunmaktadır. İnsan vücutlarını farklı hâllerde, kambur ve destekle ayakta durur şekilde vermiştir. Bazen
          ağaç  dallarında  çamaşır  gibi  asılı  duran  saatleri  salkım  gibi  yumuşamış  şekilde  vermiş,  sahilde  kayalıklar
          arasına  dikiş  makineleri  yerleştirmiş,  dekorla  bağdaşmayan  nesneleri  bir  arada  kullanmıştır.  Sanatçı  bu
          tasvirleri ile insanların hayal dünyalarınını zorlamıştır. Dali’nin önemli eserleri arasında sayılan “Belleğin Azmi-
          Eriyen Saatler”  adlı eseri New York Modern Sanat Müzesinde sergilenmektedir (Görsel 3.47). Tablo eriyen cep
          saatlerini gerçeküstü bir tasvirle yansıtmaktadır. Eser dönemin “yumuşaklık” ve “sertlik” anlayışına ışık tutması
          açısından  önemlidir.  Sanatçının  diğer  eserleri  arasında;  “Melânkoli”,  “Uyku”,  “Diriliş”,  “Gecenin  Görünüşü”,
          “Çürüyen Eşek”, “Bal Kandan Tatlıdır”, “Ağustos Ayında Yamyamlık”, “Ay Işığında Kadınlar”, “Manzarada Anlaşılmaz
          Ögeler” ve “Belleğin Direncinin Dağılması” bulunmaktadır.







                                                                                     Bilgi  kartı  etkinliğine
                                                                                     ulaşmak için karekodu
                                                                                     cihazınızla okutunuz.





                                                                      İnsanlar canavar şeklinde sembolize edilmiştir.




                                                                      Turuncu  saat  ölümü  ve  çalışkanlığı  simgeleyen
                                                                      karıncalarla kaplanmıştır.





          Görsel 3.47: Belleğin Azmi, Salvador Dali, 1931, Modern Sanatlar Müzesi, New York


          100
   97   98   99   100   101   102   103   104   105   106   107