Page 149 - GENEL SANAT TARİHİ 10
P. 149

MODERNİZME YENİ BAKIŞ: 1945 VE SONRASI SANAT AKIMLAR

            Fluxus

            Fluxus sözcüğü ilk olarak Litvanya kökenli Amerikalı sanatçı, mimar ve grafik tasarımcısı George Maciunas
            (Corç  Masyunıs)  tarafından  1960  yılında  kullanılmıştır.  Fluxus  sözcüğü  doğada  ve  insan  yaşamındaki
            süreklilik, değişim ve yenilenmeyi, durağanlığa karşı koyuşu ifade etmektedir (Görsel 5.30). Sürekli değişim
            içinde olan evrende sanat eseri de tamamlanmamış, sürekli değişen ve gelişen bir süreçtir. Fluxus, geçici
            olanı ön plana çıkararak yaşamın akışına gönderme yapmaktadır.

                                                        Bütün  sanat  dallarını  bir  araya  getiren  Fluxus,  daha
                                                        çok Düsseldorf, Kopenhag, Amsterdam, Paris, Londra
                                                        gibi  kentlerde  aktif  rol  almış;  Amerika  ve  Avrupa’da
                                                        düzenlenen  şenlik,  performans,  festival  ve  konserler
                                                        uluslararası bir topluluk hâline gelmelerini sağlamıştır.
                                                        Fluxus  sanatçıları  aykırı  düşünceleri  ile  geleneksel
                                                        sanattan  uzaklaşıp  daha  felsefi  bir  yaklaşımı  olan,
                                                        bitmişlik  yerine  süreci  ve  anı  önemseyen,  günlük
                                                        hayatı  sanatın  içine  dâhil  eden,  artık  malzemeleri
                                                        sanatlarına yansıtabilen bir akım ortaya çıkarmışlardır.
                                                        Gerçekleştirdikleri  sokak  gösterileri,  performanslar,
                                                        enstalâsyonlar,  elektronik  müzik  konserleri,  deneysel
                                                        sanat  etkinlikleri  1960’lı  yıllara  damgasını  vurmuştur.
            Görsel 5.30: Fluxus Objesi, Joseph Beuys, 1974
                                                        Geçmişten  bugüne  doğru  bakıldığında  sanatın  çok
                                                        yönlülüğünü kullanması, disiplinler arası kavramı benim-
            semesi, otoriteye karşı duran devrimci bir akım niteliğini taşıması Fluxus’un en ayırt edici özelliklerinden
            olmuştur.  Onlara  göre  herkes  birer  sanatçı  olabilir,  eylemlere  katılabilirdi.  Yaşam  ile  sanat  arasındaki
            ayrım ortadan kaldırılabilirdi. Yapmış oldukları bütün çalışmalarda bunu gösteren ve estetik kaygıları arka
            plana iten Fluxus sanatçıları, sanat fikrini tümden yıkmayı başaramamışlar ama sanat bağlamı içinde ele
            alınabilecek malzeme ve yöntemlerin sınırlarını genişletmiştir.
            Fluxus akımının özellikleri:

            •   Fluxus sanatçıları hiçbir zaman işlerini önceden planlamamış, her zaman tesadüften yararlanmışlardır.
            •   Gerçekte sanat diye bir şeyin olmadığını savunmuş, kendilerini sanatçı olarak adlandırmamışlardır.

            •   Estetik düşüncelerden önce esas kaygıları toplumsal olaylardır.
            •   Burjuvazi sistemi tamamen karşısına almış bir harekettir.
            •   Ressam, şair, heykeltıraş ve müzisyenlere kendilerini yepyeni bir alanda tanıtma ve sanatlarını icra
                etme fırsatı sunmuştur.
            •   Sanat kategorilerindeki sınırları tamamen yok etmiş olmaları diğer bütün akımlardan farklı olmalarını
                sağlamıştır.
            •   Yeniliği destekleyen bütün sanatçıları bir arada toplamış, döneme tamamen aykırı bir koalisyon olarak
                çalışmalarına devam etmişlerdir.
            •   Fluxus  performansları;  genel  geçer  kuralları,  insanların  boşa  zaman  geçirme  âdetlerini,  alışkanlık
                hâline gelmiş olan hızlı tüketimi eleştirir.
            •   Fluxus’un amacı insan kaynaklarının ve maddi kaynakların tüketimine dur demektir.

            •   Sanat nesnesinin işlevsiz, geçim kaynağı olarak alınıp satılan bir meta olmasına karşıdır.
            •   Sanatın, sanatçı egosunu beslemek amacıyla yapılmasına karşıdır.
            •   Güzel sanatlar yok olana sanatçılar da başka işler bulana kadar Fluxus’un gelip geçici gösterilerinin
                devam edeceğini düşünürler.


                                                                                                   147
   144   145   146   147   148   149   150   151   152   153   154