Page 159 - GENEL SANAT TARİHİ 9
P. 159

TÜRK İSLAM SANATI

                             7.3         ERKEN DÖNEM

                                         İSLAM SANATI



            Erken Dönem İslam Sanatı Eserleri


            A) Hz. Muhammed ve Dört Halife Dönemi Eserleri
            İslam Peygamberi Hz. Muhammed aracılığıyla insanlığa tebliğ edilmiş en son tek tanrılı semavi din olan
            İslam, yedinci yüzyılın başlarında Mekke’de doğmuş; kısa sürede Arabistan’ın dışına yayılan fetihlerle
            Hint Yarımadası’ndan İspanya’ya, Orta Asya’dan Anadolu’ya, Afrika’ya ve Balkanlar’a kadar çok geniş
            bir coğrafyada İslamiyet’in girdiği her yerde bir İslam kültürü ve bir İslam sanatının ortaya çıkmasını
            sağlamıştır. Fetihler yıkıcı olmadığı için buralarda kurulan eski medeniyetlerin sanatsal birikiminden
            istifade edilmiş, İslam’ın varlık anlayışı ile yoğrulan özgün bir sanat meydana getirilmiştir. Mütevazı
            hayat  süren,  lüks  ve  israftan  kaçınan  Hz.  Muhammed  ve  Dört  Halife,  mescit/cami  dâhil  süslü  ve
            görkemli yapılardan uzak durmuşlardır.
            Hz. Muhammed’in Mekke’den Medine’ye hicretinden sonra gerçekleştirilen ilk faaliyetlerden biri olan
            Mescid-i Nebevi’nin inşası İslâm tarihinde bir dönüm noktasıdır. Bizzat Hz. Peygamber tarafından
            yaptırılan iki mescidden biri olan (diğeri Kubâ), Mescid-i Nebevi onun Medine’deki bütün faaliyetlerinin
            merkezinde yer almış ve fonksiyonları bakımından sonraki dönemde kurulan camilere örnek teşkil
            etmiştir. Hz. Muhammed müminlere daha iyi seslenebilmek ve onların namaz, dua ve tefekkür gibi yeni
            gereksinimlerini daha iyi karşılayabilmek için buna uygun bir mekân yapılmasını öngörmüştür. Medine
            Camii ya da Mescid-i Nebevi diye bilinen bu yapıdan günümüze sağlam olarak hiçbir şey ulaşmamıştır.
            Fakat  kaynaklardan  edindiğimiz  bilgilere  göre  bu  cami  52x52  metrekare  ölçülerinde  dört  duvarla
            çevrili bir yapıdır. Mescid-i Nebevi’nin avlusunda ilk dönemlerde cemaatin güneşten korunması için iki
            sıra direkler üzerine bir dam inşa edilmiştir. Bu damın üzeri ise hurma yapraklarıyla kapatılmıştır. Daha
            sonraki yıllarda avlunun etrafına revaklar yapılmış ve harimin (asıl ibadet mekânı) üzeri eğik çatıyla
            kapatılmıştır. Mescid-i Nebevi ilk yapıldığında bugünkü camilerde mevcut olan mihrap, minber, minare,
            müezzin mahfili ve maksure gibi elemanları ihtiva etmemiş; mihrap yerine kıble yönünü belirtmek
            için bir işaret ya da taş kullanılmıştır. Mescid-i Nebevi sade bir yapı olmasına rağmen cami ve mescit
            dışında daha sonraki yüzyıllarda ortaya çıkacak olan medrese, türbe, tekke, imaret, hastane, kışla,
            şadırvan gibi birçok mimari türün de habercisi ve ilham kaynağı olmuştur. Yapılan eklemelerle birlikte
            eser günümüzde geniş bir alana yayılmıştır (Görsel 7.3 ).


























              Görsel 7.3: Mescid-i Nebevi, Medine
                                                                                                    157
   154   155   156   157   158   159   160   161   162   163   164