Page 160 - GENEL SANAT TARİHİ 9
P. 160
GENEL SANAT TARİHİ
Hz. Muhammed’in 632 yılında vefatından sonra İslam Devleti’nin sırasıyla Hz.Ebubekir, Hz.Ömer,
Hz.Osman ve Hz.Ali tarafından yönetildiği döneme “Dört Halife Devri” denilmiştir (632-661). Bu devirde
devletin sınırları hızlı bir şekilde genişlemiş, Arap Yarımadası’nın dışına kadar ulaşmıştır. Fethedilen
yerlerdeki tapınaklar değişikliklerle camiye dönüştürülmüştür. Dört Halife Dönemi’nin en eski tarihli
camileri Mezopotamya’da Basra (632), Küfe (639); Fustat’ta Amr bin Âs (642) camileridir. Kare ya da
dikdörtgen planlı bu camilerde minber ve minare yoktu, mihrap ise yalnızca yön belirten bir işaretti,
henüz mimari bir öge niteliği kazanmamıştı.
Müslümanlığın yayılması sırasında Mısır’ı fetheden kumandan Amr bin Âs birinci İskenderiye
kuşatmasından dönünce ordugâhın kurulduğu Fustat’ta bir cami yapılmasını emretmiştir. İslamiyet’in
ilk dinî yapılarından olan Amr bin Âs Camii (642) çok basit bir mimariye sahipti. İlk yapıldığında 50x30
m ölçütlerinde, kalınlığı 1-2 m arasında değişen duvarlarla çevrili bir yapıydı. Cami Kahire’ye hâkim
olan bütün devletler zamanında büyük oranda şekil değiştirmiştir. XX. yüzyılın başlarında çok harap
durumda olan ve yılda yalnız bir defa kalabalık cemaatle namaz kılınan eser, 1977 ve 1988 yılındaki
tamir ve restorasyon çalışmalarından sonra hâlen ibadete açık durumdadır. Amr bin Âs Camii, Mısır ve
Afrika’da inşa edilen ilk cami olma özelliğini taşımaktadır.
B) Emevîler Dönemi Eserleri
Emevîler Dönemi mimarisi diğer mimarilerin sentezi görünümündedir. Çevrelerinde bulunan Fars
ve Helen sanatına karşı İslam sanatını yüceltme görevini üstlenmiş, İslam mimarisinde hızlı bir
dönüşüm ve gelişme hamlesi gerçekleştirmişlerdir. Emevîler, yönetim ve iktidar merkezini eski bir
Bizans toprağı olan Suriye’ye taşımışlar ve mimariye iki sebepten dolayı önem vermişlerdir. Birincisi
hâkim oldukları kilise, antik tapınaklar gibi eserler karşısında sönük kalmamak; ikincisi İslam
medeniyetini Fars ve Helen sanatına karşı yüceltmektir.
Emevî mimarisinin en önemli yapı-
larından Şam Emeviyye Camii (705-
715) günümüze orijinal planıyla gele-
bilen en eski cami olma özelliğini
taşır. İlk camilerin basit planlarından
tamamen ayrılan bu cami gerek mimari
planı gerekse biçimiyle asırlarca
İslam dünyasının pek çok yerinde
uygulanmıştır.
Halife I. Velîd zamanında tamamlanmış
olan yapının çevre duvarı Roma
tapınağının temelleri üzerine otur-
tulmuştur. Minareler de bu çevre
Görsel 7.4: Emeviyye Camii, Şam duvarının köşe kuleleri üzerinde yer
almaktadır. İç alanın yarıdan biraz
fazlası avlu, kıble tarafındaki dikdörtgen mekân ise asıl ibadet kısmıdır. Tamamen yeniden
biçimlendirilmiş olan bu yapı, revaklı bir avlunun güneyinde yer alır. Caminin üç minaresi ve
dört ana kapısı vardır. Eser kuzeyde üç tarafı revaklarla çevrili bir avlu ile güneyde 136x37 metre
ölçülerinde enine dikdörtgen bir ana ibadet merkezinden oluşmaktadır. Ana ibadet merkezi
kıble duvarına parelel üç sahından meydana gelmiştir. Sahınlar mihrap ekseninde transept ile
kesilmiştir. Kırma çatı ile örtülü transeptin ortasında dört ayak tarafından taşınan bir kubbe
bulunmaktadır. Caminin avlu revaklarında ve iç mekânında yer alan mozaiklerde geç Helenistik
üslubun etkileri görülmektedir (Görsel 7.4). Ağaçlıklar içinde yer alan birtakım hayalî yapıların
tasvir edildiği mozaiklerde oldukça gelişmiş bir perspektif anlayışı, gölge-ışıkla sağlanmış bir
derinlik etkisi görülür. Köşkler, servi ağaçları ve cennet manzaraları ile zenginleştirilmiş bu
mozaik resimlerde insan ve hayvan figürlerine yer verilmemiştir.
158