Page 188 - TÜRK İSLAM SANATI 11
P. 188

6. ÜNİTE



                        Sanayi-i  Nefisenin  1860  yılında  başlatılan  kuruluş  hazırlıkları  1883  yılına  kadar
                     sürmüştür.    Mektep;  resim,  heykel  ve  mimarlık  gibi  üç  dalda  yirmi  öğrenciyle  eğitime
                     başlamıştır. Sanayi-i Nefisenin kurulması, plastik sanatlar öğretiminin kurumsallaştırılması
                     adına atılmış en büyük adım olmuştur. 3 Mart 1883'te eğitime başlayan Sanayi-i Nefisenin
                     ilk yöneticisi, okulun kurulması için çok çaba harcayan Osman Hamdi Bey’dir. Okul, çok
                     geçmeden Türk plastik sanatlarının yeşerip filizlendiği verimli bir sanat platformu hâline
                     gelmiştir. Mektebin ilk binası İstanbul Arkeoloji Müzesi karşısında bulunan, günümüzde
                     Eski  Şark  Eserleri  Müzesi  ve  idare  kısmı  olarak  kullanılan  yapıdır  (Görsel  6.64,  6.65).
                     Türkiye’de ilk kez kurulan,  gerçek anlamda resim ve heykel eğitimi yapacak böyle bir
                     okulun  öğretim  kadrosu   ülkede  figüre dayalı resmin temel bilgilerini öğretebilecek ele-
                     manlar yokluğu nedeniyle yabancılardan oluşturulmuştur. Sanayi-i Nefise Mektebinin kuru-
                     luşuyla figüre temellenen bir eğitim sistemi de başlamıştır. Okulda Resim Bölümünün öğre-
                     tim süresi beş, Mimarlık ve Heykeltıraşlık bölümleri dörder yıl olmuştur.



























                          Görsel 6.64: Sanayi-i Ne se Mektebi, İstanbul  Görsel 6.65: Sanayi-i Ne se Mektebi kurulu  tabelası

                        Sanayi-i Nefise Mektebinin kurulmasının ardından Batı’ya asker ressamların gönde-
                     rilmesi hız kazanmıştır. Batı resmini yerinde öğrenen asker ressamlar önce askerî okul-
                     larda, emekli olduktan sonra da sivil okullarda resim öğretmenliği yaparak resim sanatının
                     yerleşmesini, yaygınlaşmasını sağlamışlardır. Bu okuldan mezun olup Avrupa’ya giden
                     sanatçılar  Fransız  empresyonizminin  etkileriyle  yurda  dönmüşlerdir.  Halil  Paşa,  Sami
                     Yetik, Ruhi Arel, Avni Lifij, Namık İsmail, Şevket Dağ, İbrahim Çallı, Mihri Müşfik,
                     Hikmet Onat, Feyhaman Duran bu dönem sanatçılarının belli başlılarıdır. Bu sanatçıların
                     bir kısmı Güzel Sanatlar Akademisinde hoca olarak çalışmışlardır. Mektep zaman içinde
                     mimarlık ve resim alanında memleketin en önemli sanat merkezi hâline gelmiştir. 1895’te
                     Osmanlı mimarisinin canlandırılması amacıyla mimarlık bölümüne Osmanlı mimari tarzı
                     hakkında  bir  sınıf  ilâve  edilmiş,  bu  alanda  ihtisas  yapması  için  iki  öğrenci  Kahire’ye
                     gönderilmiştir.
                        Osmanlıda gerçek anlamda heykel sanatının doğuşu, Sanayi-i Nefise Mektebinin kuru-
                     larak heykel eğitimine başlanmasıyla gerçekleşmiştir. Osman Hamdi Bey, okul sisteminde
                     figüre dayalı ilkeler benimsemiştir. Batı’daki eğitimini henüz bitirmiş ve iki yıl kadar da
                     Paris’te mesleki bilgisini pekiştirmiş olan Yervant Oskan Efendi bu anlamda heykel eğiti-
                     mi  verecek  tek  kişi  olmuştur.  Oskan;  Sanayi-i  Nefise  Mektebinde  heykel  hocalığının
                     yanında,  okul  müdür  yardımcılığı,   Arkeoloji  Müzesinde  heykel  onarım  uzmanlığı  da
                     yapmıştır.




                                                           185
   183   184   185   186   187   188   189   190   191   192   193