Page 25 - TÜRK İSLAM SANATI 11
P. 25

İslam Sanatına Giriş



                        İnsanlığın ilk devirlerinden beri insanlar arasında fakirlik ve zenginlik gibi sosyal farklılıklar
                     olmuştur. Bu farklılıklar bütün semavi dinlerde üzerinde durulması gereken bir konu olmuş ve bu
                     ayrımın  toplumsal  sorunlara  sebep  olmaması  için  fakirlerin  korunmasına  önem  verilmiştir.
                     İslamiyet’in, zekâtı özellikle teşvik etmesi; insanların zenginlik hırsından kurtulması, paylaşma
                     duygusunun gelişmesi, ihtiyaç sahiplerinin korunması gibi toplumsal, ahlaki ve ekonomik sorun-
                     ların  çözümünde  sosyal  açıdan  belirli  fonksiyonlar  üstlenmiştir.  Bu  yönü  ile  zekât  ibadeti;
                     toplumdaki insanların birbirlerini gözetmeleri, cemiyet ahlakı, millî duygu, başkasına faydalı
                     olma, acıları paylaşma, üzüntüde ve sevinçte beraber olma açısından zengin ve fakir arasında bir
                     köprü vazifesi görmüştür.
                        İslam’da ihtiyaç sahiplerine yapılan maddi yardımlar kişinin kendisine yapılabileceği gibi
                     topluma hizmet eden kurumlara da yapılır. Bu kurumlar İslam medeniyetlerinde kendilerini
                     vakıflar aracılığı ile göstermişlerdir.
                        Yaratılana merhameti prensip edinen Müslümanlar iyi olmayı, iyilik yapmayı ve iyi davran-
                     mayı  tarih  boyunca  erdemlerin  başı  saymışlardır.  Bununla  beraber;  katılımı,  paylaşmayı,
                     dayanışmayı,  yardımlaşmayı  ve  başkalarının  yardımına  koşmayı  dinî  bir  vecibe  olarak
                     görmüşler ve bu amaçla da pek çok hayır kurumu tesis etmişlerdir. Bu kurumların başında ise
                     başta insan olmak üzere bütün varlıklara hizmet etmeyi tarih boyunca temel amaç edinmiş olan
                     vakıflar gelmektedir (Görsel 1.6).


































                                                 Görsel 1.6: Darülaceze Vakfı, İstanbul

                        Vakıf sözcüğü terim olarak “bir malın sahibi tarafından dinî, sosyal ve hayırlı bir amaç için
                     ebediyen tahsisi” şeklinde tanımlanır. Vakıfları teşvik etmesinden dolayı İslam medeniyeti bir
                     “vakıf medeniyeti” olarak da adlandırılmıştır.
                        Vakıfların kuruluş amacında; insanlığa karşı şahsî ve vicdani sorumluluk hissi, iyilik, şefkat,
                     yardımlaşma, dayanışma duygusu vb. değerler ve bu değerleri kendisine ilke edinmiş kişinin hür
                     iradesi yatmaktadır.
                        İslam tarihinde kurulan vakıf çeşitleri şunlardır:
                     1.  Bayındırlık hizmetleri için kurulanlar: yol, köprü, kanal, kemer, kuyu, çeşme, deniz feneri,
                        konak evleri, kervansaraylar vb.
                     2.  Sağlık hizmetleri için kurulanlar: vakıf hastaneleri, darülacezeler, darüşşifalar. İstanbul’da
                        bulunan Vakıf Gureba Hastaneleri günümüzde de hizmet vermeye devam etmektedir.


                                                           22
   20   21   22   23   24   25   26   27   28   29   30