Page 26 - TÜRK İSLAM SANATI TARİHİ 11
P. 26

1. ÜNİTE
                                 Maden Sanatı
                                 Türklerin ata mesleği olarak bilinen madencilik Göktürklerde devam etmiştir. Göktürk Döne-
                                 mi’ne ait anıt mezar ve kurganlardan kazılar sonucu ok ucu, günlük kullanım eşyası, koşum
                                 takımı ve süs eşyası gibi çok sayıda madenî ürün ortaya çıkarılmıştır. Bilge Kağan anıt mezarı
                                 ve çevresinde yapılan kazılarda bir sandığın içinde altın, gümüş ve diğer madenlerden ya-
                                 pılmış çok sayıda eser bulunmuştur. Sürahi, kadehler, kemer takımları, iki tane gümüş geyik
                                 heykeli ve  altın bir taç bulunan eserlerdendir.
                                 UYGUR SANATI
                                 Orta Asya’da Selenga Irmağı çevresinde, 745 yılında Kutluk Bilge Kağan tarafından Uygur
                                 Devleti kurulmuştur. Uygur Devleti’nin başkenti Ötügen Yaylası’nda bulunan Karabalgasun
                                 şehridir. Börü Kağan zamanında en parlak dönemlerini yaşayan Uygurlar, 840 yılında
                                 Kırgızların saldırısı sonucu dağılmış; 1029 yılına kadar farklı devletlerin egemenlikleri altında
                                 yaşamışlardır.

                                 Uygur tarihinin önemli olaylarından biri Börü Kağan zamanında Mani rahiplerinin etkisiyle
                                 Mani dinini kabul etmeleridir.  Bu dinin etkisiyle yerleşik hayata geçmeye başlayan Uygurlar’ın
                                 bir bölümü sonraki yıllarda Budizm dinini benimsemişlerdir.

                                 Türk tarihinde önemli bir yere sahip olan Uygurlar, Türk sanatında mimari, teknik ve estetik
                                 açıdan sanatsal bir evrenin başlamasını sağlamışlardır. Uygur Devleti’nde sanat Manihaizm
                                 ve Budizm dinlerinin etkisiyle gelişim göstermiştir. Uygurlar’ın bu yeni dinî anlayışları onların
                                 savaşçı özelliklerini kaybetmelerine neden olmuş fakat farklı dinlere sahip insanların Uygur
                                 topraklarında özgür bir şekilde yaşamasına olanak sağlamıştır.
                                 Mimari
                                 Türk tarihinde yerleşik hayata geçen ilk Türk boyu Uygurlardır. Uygurlar, başkent olarak kabul
                                 ettikleri Karabalgasun şehri dışında özellikle de İpek Yolu üzerinde Hami, Koço, Kuça, Yar Hoto,
                                 Beşbalık, Murtuk, Kızıl, Sorçuk ve Hoton gibi pek çok şehir kurmuştur. Uygurlar bu şehirlerin
                                 etrafını surlarla çevirmiş, Manihaizm ve Budizm dinlerinin etkisi ile çok sayıda tapınak ve saray
                                 inşa etmişlerdir. Kara Hoca şehrinde Koş Gunmaz mezar yapıları, Koço’da Beta Tapınağı, Yar
                                 Hoto şehrindeki tapınaklar ve Bezeklik şehrinde bulunan Bin Buda kaya tapınakları bunlar
                                 arasındadır. Hint mimarisinin etkilerinin görüldüğü stupalar da Uygur mimarisinde çok
                                 sık kullanılan kubbeli tapınaklardandır (Görsel 1.18). Saray ve tapınak gibi evler de Uygur
                                 mimarisinde önemli yere sahiptir. Kerpiç ve toprak damlı evler avlulu ve tek katlı; önceleri
                                 yuvarlak kemerli, daha sonra ise dört köşeli olarak yapılmış; çatıları da kiremitle kapatılmıştır.



























          Görsel 1.18: Stupa, Hotan, Uygur
          Özerk Bölgesi, Çin

          24
   21   22   23   24   25   26   27   28   29   30   31