Page 167 - ÜÇ BOYUTLU SANAT ATÖLYE 11
P. 167

4. Ünite



                  Seramiğin Tarihçesi


                  Tarihte bilinen tüm gelişmiş kültürlerde seramik sanatının izlerini görmek mümkündür. Anadolu, Çin, Girit, Yu-
               nan, Fars ve Japon seramikleri dönemlerinin geçmiş  kültürüne ışık tutar. Seramiğin temeli, insanoğlunun Neolitik
               Çağ’da yerleşik hayata geçmesiyle ve doğada bulduklarını işlemeye başlamasıyla atılmıştır. Seramiği keşfeden ve
               dayanıklılığı karşısında etkilenen insanoğlu, ona yeni formlar kazandırmaya çalışmıştır.
                  Kil, çanak çömleğin keşfinden önce yoğun olarak mimaride ev tabanları, duvar sıvası, harç, dam örtüsü, ocak
               kenarı gibi değişik şekillerde kullanılmıştır. İlk seramiğin MÖ onuncu ve dokuzuncu binlerde üretildiği saptan-
               mıştır. En eski ve önemli bulgulara Türkistan’ın Aşkava Bölgesi’nde (MÖ 8000), Filistin’in Jericho Bölgesi’nde (MÖ
               7000), Anadolu’nun çeşitli höyüklerinde (Hacılar ve Çatalhöyük MÖ 7000-6000) ve Mezopotamya olarak adlandı-
               rılan Dicle-Fırat nehirlerinin arasında kalan bölgede rastlanmıştır. Seramiğin ilk ham maddesi balçığın kuruduğu
               zaman şeklini koruduğunu ve geçirimsiz olduğunu anlayan insan, hasır ya da kamışlardan yapılan sepetlerin yü-
               zeylerini sıvayarak geçirimsiz depo kapları ve aynı yöntemle, örerek yaptıkları evleri kille kaplamaya başlamışlar-
               dır. Elle biçimlendirilerek güneşte kurutulan bu kil, yapı malzemesi olarak değerlendirilmiştir.
                  MÖ 8000 yıllarında kilin kap kacak yapımı için kullanılması, bugün çömlekçilik adı verilen uygulamanın da baş-
               langıcıdır. Kilin taştan daha kolay biçimlenmesi, maden vb. ham maddelerden daha kolay bulunması, diğerlerinin
               aksine pişmiş topraktan yapılan kapların en küçük yerleşim yerinde bile kullanılmasına olanak sağlamıştır.
                  İlk çamur hazırlama teknikleri yoğurma, çiğneme ve dövmedir. İlk şekillendirme yöntemi ise el ile serbest şe-
               killendirmedir. Kurutma, açık havada doğal olarak yapılmaktadır. İlk biçimlendirmelerde günümüzün tornası ola-
               rak adlandırılan “yavaş dönen çark” ya da “turnet” adı verilen, el ile çevrilen,  kendi ekseni etrafında dönebilen bir
               altlık kullanılmaya başlanmıştır (Görsel 4.21). Daha sonra da ayak ile çevrilen torna ile kolaylık ve uygulamalarda
               gelişim sağlanmıştır. Torna kullanımına kadar kap kacak yapımı, kabı kullanacak kadınların bir uğraşısı iken, bir
               zanaat hâline gelen tornada seramik yapımı erkeklerin egemen olduğu bir meslek dalına dönüşmüştür. Diğer bir
               şekillendirme yöntemi de kutu formundaki tuğla kalıpları ile mimari elemanların oluşturulmasıdır. Pişirim için
               ürünler açık alanda toprağa kazılan çukur içine yerleştirilir, üzerleri odunlarla kapatılır ve elde edilen ateşin gü-
               cüyle sertlik kazanırdı ( Görsel 4.22). Açık ateşin fırınlara aktarılması ile büyük aşama kaydedilmiştir. Tarihin erken
               dönemlerinde seramik yapımında kullanılan bu ilkel yöntemler (hazırlama, kurutma, pişirme) doğallıkları saye-
               sinde günümüze kadar gelmiştir.
                  Bugün geçmiş uygarlıklar incelediğinde, ilk olarak gündelik hayatta kullanılan kap kacak ve küplerle karşılaşı-
               lır. Elle biçimlendirilen bu formlar basit, yalın ve sadece işlevselliği ön planda olan ürünlerdir. Dinsel idoller, kan-
               diller, ocak, su yolları, takı ve süs eşyaları, lahitler, vazolar vb. pek çok ürünün yapımı, yaşanılan dönemin kültürel
               gelişimi ve alet kullanımı konusunda eşsiz ipuçları veren en değerli tarihî belgeler arasında yer alır.



































               Görsel 4.21: Primitif Dönem torna ile seramik biçimlendir-  Görsel 4.22: Primitif Dönem seramik pişirim yöntemi
               me yöntemi





            164
   162   163   164   165   166   167   168   169   170   171   172