Page 48 - MÜZİK KÜLTÜRÜ
P. 48
TEMEL MÜZİK KÜLTÜRÜ
9 ve 10. yüzyıllarda Arap filozofları müzikle ilgili çeşitli çalışmalar yapmışlar ve Arap
alfabesine (ebced hesabı Görsel 3.28) dayalı, tabulatur özelliği taşıyan nota yazım sistemini
kullanmışlardır. El Kindî’ye (Görsel 3.29) ait Risale-i fî Hubri Telif’il Elhan adlı eser, Arap
müziği alanında yazılmış en eski eserlerdendir. Ünlü düşünür Farabi (Görsel 3.30) müzik na-
zariyatı üzerine araştırmalar yaparak Kitab-ül Mudhal fil Mûsikî ve Kitabb-ül Mûsikî-ül
Kebir adlı müzik kitaplarını bu dönemde yazmıştır.
(mhmd) MUHAMMED
40+8+40+4 = 92
(mvlvi) MEVLEVİ
40+6+30+6+10 = 92
(amân) AMÂN
1+40+1+50 = 92
Görsel 3.28: Ebced sistemine Görsel 3.29: El Kindî Görsel 3.30: Farabi
dayalı hesaplama
Arap müziği bugün dünyada yerini alarak popüler müziğin vazgeçilmez bir türü du-
rumuna gelmiş ve dünya müziğinde saygın bir konuma ulaşmıştır.
Arap müziği zengin ve melodik olup Doğu kültürüne ait makamsal ve tek sesli bir
yapıya sahiptir. Fakat Arap müziğindeki makamlar, Türk müziğindeki makamlar kadar çeşitli
ve zengin değildir. Arap müziğinde Türk müziğine benzer özellikler gösteren makamlara
rastlanır ama bunlar farklı isimlerle adlandırılır.
Araplar müziklerini yaparken daha çok vurmalı ve nefesli çalgıları kullanmışlardır.
Cahiliye Dönemi’nde telli çalgıların kullanımına nadir rastlanır. Bunun nedeni Arapların yer-
leştikleri bölgelerin coğrafi yapısına bağlanabilir. Araplar, göçebe yaşayan ve geçimini çöl-
de deve kervanlarıyla ticaret yaparak sağlayan bir toplumdan gelmektedir. (Çöl ikliminde
vurmalı ve nefesli çalgı yapacak malzeme kolay bulunmakta ve hafif çalgıların taşınması
daha kolay olmaktaydı.) Arapların daha zengin çalgıları kullanması; kalkınma, modernleşme
sürecine ve farklı kültürlerden etkilenme dönemine rastlar.
Okuma Parçası
İnsanlığın var oluşuyla ortaya çıkan müzik, ilk çağlardan bu yana farklı medeniyetler-
de ve coğrafyalarda birtakım kimliklere bürünmüş ve gelişimini sürdürmüştür. Toplumlarda
yaşayan bireyler tarafından üretilen bu ürünler, zamanla ortak duygu ve düşünceleri ifade
eder hâle gelmiştir.
Müziğin beslendiği en önemli kaynaklardan birisi insan sevgisidir. Toplumlardaki
bağın güçlenmesini sağlayan müzik, zamanla insanlığın duygularını doğal bir yolla ortaya
koyduğu ortak bir yapı hâline gelmiştir. En güzelini yapma isteği, topluma olan saygının
göstergelerindendir. Kendi müziğini anlayıp bu müziğin gelişmesi ve tanıtılması konusunda
çaba sarf eden bir birey, ülkesine ve dünyaya karşı sorumluluğunu yerine getirmiş olacaktır.
Türk ulusu dünyanın en zengin müzik kültürüne sahip milletlerinden biridir. Bu zen-
ginliğin kıymeti bilinmeli, sanat ve sanatçının geliştirilmesi adına bireyler üzerine düşen
sorumluluğu yerine getirmelidir.
Anadolu Üniversitesi Öğr. Gör. Erdal ULUDAĞ
Biliyor musunuz?
Diğer toplumlarda olduğu gibi sözlü gelenek yoluyla aktarılan geleneksel müziğimiz
ilk kez 17. yüzyılda derlenmeye başlamıştır. Leh asıllı Santuri Ali Ufki Bey tarafından yapılan
bu derleme Mecmua-i Saz-ı Söz kitabında kendisinin geliştirdiği nota sistemiyle 400 civarın-
da ezgi kayda geçirilmiştir.
46
46