Page 45 - TÜRK VE BATI MÜZİĞİ TARİHİ 12
P. 45
3. ÜNİTE
3.3. Enstrümantal Müziğin Yükselişi
Rönesans Dönemi’ne kadar sadece vokal müziğe eşlik eden çalgıların işlevi, bu dönemle birlikte değişiklik
göstermiştir. Çalgılar, ilahileri seslendirirken insan sesinin yetmediği yerlerde boş kalan kısımları doldurmak için
kullanılmaya başlanmış ve böylelikle çalgı müziği bağımsızlık kazanmıştır.
Müzikteki gelişmelerle birlikte ortaya çıkan farklı ton arayışları, çalgıların yalnızca enstrümantal eserler (estam-
pieler) seslendirmek için topluluk oluşturmasını sağlamıştır. Değişen yaşam biçimi de dans müziğinde çalgıların
öneminin artmasına ön ayak olmuştur.
3.3.1. Rönesans Dönemi Çalgıları
Rönesans Dönemi’nde çalgı konusunda önemli gelişmeler olmuş, çalgı ve çalgı toplulukları için besteler ya-
pılmıştır. Yeni çalgılar icat edilirken mevcut çalgıların sesleri büyütülüp zenginleştirilmiştir. Rönesans Dönemi’ne
damgasını vuran çalgılar; org, klavsen, kitara, lavta, arp, flüt, yan flüt, kornet, trompet ve viola da gambadır. Ritmi
güçlendirmek için vurmalı çalgıların da katılmasıyla büyük davullar, kös, ziller, üçgenler ve tefler de dönemin mü-
zik topluluklarındaki yerini almıştır.
Rönesans Dönemi Telli Çalgıları
Viol ailesi çalgıları, Orta Çağ gezgin halk ozanlarının kullandığı yaylı çal-
gılardır. Bu çalgıların İspanya kökenli olan ve telleri parmaklarla çekilen “vi-
huela (vivela)” adlı enstrümana yay eklenerek şekillendiği düşünülmektedir.
Vihuelanın atası, Araplarda ve Türklerde kullanılan bir çalgı olan rebaptır. Viol
ailesi çalgılarının viola d’amore (aşk viyolası), viola da braccio (kol viyolası) ve
viola da gamba (bacak viyolası) gibi türleri mevcuttur.
Genelde 6 telli, perdeli bir yaylı çalgı olan “viola da gamba” tipik bir Rö-
nesans çalgısıdır ve günümüz viyolonselini karşılayan tenor ses genişliğine
sahiptir. Rönesans Dönemi’nde çalgının tel sayısı ülkelere göre değişiklik gös-
termiştir.
Tenordan sopranoya doğru uzanan bir ses genişliğine sahip olan “viola
d’amore”, viola büyüklüğünde ve omuza dayanarak çalınan yaylı bir çalgıdır
(Görsel 37). Viola d’amore, diğer viol türlerinden farklı yapısal özelliklere sa-
Görsel 37: Viola d’amore
hiptir. Bu enstrümanda bağırsaktan yapılan ana tellerin yanı sıra metal ahenk
telleri de bulunmaktadır.
“Viola da braccio”, 16 ve 17. yüzyılda kullanılan yaylı bir çalgıdır ve kola
konularak çalınmaktadır. Perdeleri olmayan ve 4 teli olan bu çalgı, beşli akort
edilir. Tek sesli çalma ve akor basabilme özelliğine sahiptir.
Lute, Rönesans Dönemi’nin en gözde çalgısıdır. Lute ismi, Arapça “el-ud”
yani “ahşap” kelimesinden gelmektedir. Bu isim; İspanya’da “laud” (lau), Fran-
sa’da “luth” (lüüth), İtalya’da “liuto” (liyuto), İngiltere’de “lute” (luuth) ve Alman-
ya’da “laute” (lautth) olarak değişmiştir. Endülüs Arap İmparatorluğu’ndan
Batı’ya yayılmış olan lute çalgısının daha sonraki yüzyıllarda çeşitleri türemiş
ve bu çeşitlerinden biri sonradan Doğu’ya gelerek “lavta” adıyla kullanılmıştır.
Köprü kısmı bulunmayan lute çalgısının gövdesi, ortadan kesilmiş bir armu-
dun bombeli tarafına benzemektedir (Görsel 38). Çalgının tel sayısı, çağlara
Görsel 38: Lute
ve ülkelere göre değişiklik göstermiştir. Avrupalı lavta ustaları, önceleri 3 çift
telli olan lavtaları 5 çift telli lavtaya dönüştürmüştür. Bu dönemde lavta, solo
çalgı olarak kullanıldığı gibi vokal müziğe eşlik için de kullanılmıştır.
Arp, Orta Çağ’daki genel biçimini koruyarak Rönesans Dönemi’nde de
kullanılmaya devam etmiştir (Görsel 39). Çalgının tel sayısı, bu dönemde
24’ten 43’e çıkmıştır. Genelde bir eşlik çalgısı olan arp, 16. yüzyıl sonlarında
orkestradaki yerini almıştır.
Kitara, arp ve lire benzeyen bir çalgıdır. Antik Yunan sanatçıları tarafından
yarışmalarda, ayinlerde ve konserlerde kullanılmıştır. Kitaranın 7 teli bulun-
makta ve her tel bir makama karşılık gelmektedir. Rönesans Dönemi sanatçı-
ları, İlk Çağ’ın kilise ve Yunan modlarının isimlerini kullanarak kitaranın telle-
rine son şeklini vermişlerdir.
Görsel 39: Rönesans arpı
44 RÖNESANS VE MÜZİK