Page 128 - TÜRK MÜZİĞİ TARİHİ 12
P. 128
füg : Çok sesli müzikte üretici bir konunun birbirine benzer biçimde yenilenmesinden olu-
şan bir beste türü.
fütüvvet : Dinî ve mesleki birlik, esnaf teşkilatı.
G
gaye : Elde edilmesi gereken, ulaşılmak istenen şey, amaç.
gevheri : Aşık Gevheri tarafından bulunan özel bir ezgi.
H
hafız : Kur’an’ı bütünüyle ezbere bilen kimse.
hanende : Şarkıcı.
harbiye nezareti : Osmanlı Devleti’nde savaş işlerine bakmakla görevli bakanlığın adıdır.
hattat : Çok güzel el yazısı yazan sanatçı.
hicri : Hicret’i başlangıç olarak alan takvim.
hikmet : Bilgelik.
hiyerarşi : Makam sırası, basamak, derece düzeni, aşama sırası.
I
ıslahat : Düzeltme.
İ
icra : Bir müzik eserini oluşturan notaları sese çevirme.
ifa : Bir işi yapma, yerine getirme.
iktisadi : Ekonomik.
ilahi : Tanrı ile ilgili olan, Tanrı’ya özgü olan, tanrısal, lahuti.
ilim : Bilim.
illüstrasyon : 1. Resimlerle süsleme. 2. Kitap içindeki bir yazıyı açıklayan veya süsleyen resim.
inas : Kadınlar, kızlar.
inkılap : Toplum düzenini ve yapısını daha iyi duruma getirmek için yapılan köklü değişiklik,
iyileştirme, devrim, reform.
irşad : Müslümanlara doğru yolu göstermek ve onları dinî görevleri hakkında aydınlatmak.
işlevsel : Fonksiyonel.
K
kâhya : Anadolu’da oyunları düzenleyene verilen ad.
kâmil : Yetkin, erişkin, eksiksiz, ağırbaşlı, mükemmel.
kanto : Tuluat tiyatrolarında oyundan önce genellikle kadın sanatçıların şarkı söyleyip dans
ederek yaptığı gösteri.
kayış : Bağlamak, tutmak veya sıkmak amacıyla kullanılan, dar ve uzun kösele dilimi.
kıta : Askerlerin bir komutanın emrinde bir araya gelmesinden oluşan birlik.
kontrpuan : Çeşitli melodileri birbirine uydurma sanatı.
kronoloji : Zaman bilimi.
kudret : Güç, erk, erke, iktidar.
kuram : Sistemli bir biçimde düzenlenmiş birçok olayı açıklayan ve bir bilime temel olan kural-
lar, yasalar bütünü, nazariye, teori.
külliye : Bir caminin çevresinde cami ile birlikte kurulmuş medrese, imaret, sebil, kitaplık, has-
tane vb. yapıların bütünü.
L
lağvetmek : Bir kuruluşu kaldırma, işleyişine son verme.
127