Page 56 - Konu Özetleri AYT Sosyoloji
P. 56

TOPLUMSAL GELİŞME VE TOPLUMSAL GELİŞMENİN ÖGELERİ - TOPLUMSAL BÜTÜNLEŞME -TOPLUMSAL ÇÖZÜLME


        ATATÜRK İNKILAPLARIYLA GELEN KÖKLÜ DEĞİŞİMLER

















        Cumhuriyetin ilanından sonra Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde eğitim, kültür, siyaset, hukuk ve toplumsal hayata ilişkin
        gerçekleştirilen inkılaplar toplumsal yapıda köklü değişimlere sebep olmuştur. Eğitim alanında Tevhid-i Tedrisat Kanunu
        ve Latin harflerinin kabulü; kültür alanında Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumunun kuruluşu; siyaset alanında saltanat
        ve halifeliğin kaldırılması; hukuk alanında Medeni Kanun’un kabulü; toplumsal hayatta kadınlara tanınan seçme ve seçilme
        hakkı, tekke, zaviye ve türbelerin kapatılması, Kıyafet İnkılâbı, Soyadı Kanunu, uluslararası ölçü ve takvimlerin kabulü gibi
        bir dizi kanun ve düzenleme asıl olarak köklü değişimler yoluyla toplumsal gelişmenin önünü açmayı ve geleneksel toplum
        yerine çağdaş bir toplum inşa etmeyi amaçlamıştır.
                                            TOPLUMSAL BÜTÜNLEŞME
        Toplumdaki gruplar, kurumlar, sınıflar, örgütler ve ilişkiler gibi toplumsal yapının çeşitli ögelerinin birbirini tamamlayabilme
        durumuna ve sürecine toplumsal bütünleşme denir. Toplumsal bütünleşme, küçük ölçekli biz (grup) duygusunun büyük
        ölçekli biz (toplum) duygusuna dönüşmesidir. Toplumdaki gelişme ancak toplumsal bütünleşmeyle mümkündür. Bu sebep-
        le toplumsal hayatın farklı kesimleri arasında birbirini dışlama değil bütünleşme ve iş birliği egemen olmalıdır.
        Farklılıklarla örülmüş toplumsal birimler ve bu birimler arasındaki ilişki ağları belirli ölçülerde yapısal çelişki, gerilim ve
        çatışmalar yaşar. Ancak bu çelişkili duruma rağmen bir şekilde varlıklarını korudukları ve sürdürdükleri görülmektedir.
        Kültürün kuşaklar içi ve kuşaklar arası aktarılmasını sağlayan dil de, toplumsal bütünleşmenin önemli unsurlarından biridir.
        TOPLUMSAL BÜTÜNLEŞME ÇEŞİTLERİ
        Durkheim’a göre toplumsal bütünleşme üç şekilde gerçekleşir:
        A. Normatif Bütünleşme: Toplumsal kontrolü sağlamak adına oluşturulan normlar üzerinde uzlaşarak gerçekleşen bütün-
        leşmedir. Örneğin okul kurallarına uymak, okul yaşamında bütünleşme sağlayabilir.
        B. Manevi Bütünleşme: Kültürün, estetik zevklerin, değer ve normların bireyler tarafından içselleştirilmesiyle gerçekleşen
        bütünleşmedir. Örneğin belli bir coğrafyaya bağlılık, millî dil, ortak bir geçmişe sahip olmak (tarih şuuru), belli bir soya
        mensubiyet (milliyet duygusu) gibi.
        C. Fonksiyonel Bütünleşme: Grup ve kurumların amaçlarını gerçekleştirmek için iç işleyişlerinde bütünleşmesidir. Örne-
        ğin bir fabrikada çalışan işçiler üretimin farklı bölümlerinde uzmanlaşırlar. Herhangi bir işçi üretim sürecinin dışına çıkarsa
        üretim aksar. Dolayısıyla bireylerin fonksiyonlarına dayalı bir bütünleşmenin olması üretimin devamlılığı açısından zorun-
        ludur. Fonksiyonel bütünleşmenin olduğu bir toplumda iki tip dayanışma görülür.
        a) Mekanik Dayanışma: Üretim faaliyetleri benzeyen insanların, bu benzerlikten dolayı duygudaşlık yaşamalarına da-
        yanır. Örneğin köylerde tarımsal üretim yapan bireyler, benzer işlevleri yerine getirir. Bu benzerlik de benzer duyguları
        doğurur.
        b) Organik Dayanışma: Üretim sürecinde farklı görevleri yerine getiren bireylerin, bu farklılaşmaya dayanarak geliştirdiği
        dayanışma biçimidir. Örneğin bir sanayi tesisinde çalışan bireylerin her biri, ürünün farklı bir parçasını üretir ve bu bireyler
        birbirini tamamlayarak bütünlük oluşturur.
                                              TOPLUMSAL ÇÖZÜLME
        Toplumsal çözülme, bir toplumda ortak değer ve normların kaybolmasıyla toplumsal birliğin bozulmasıdır. Toplumu bir
        arada tutan ve onun bütünleşmesini sağlayan bağlar zayıfladıkça toplumsal çözülme meydana gelir. Toplumsal çözülme,
        kurumlar arasındaki uyumun bozulmasına yol açar. Siyaset, eğitim, aile, din gibi toplumsal kurumlar işlevsizleşir. Toplum-
        sal dayanışma zayıflar, toplumda suç oranları artar. Toplumsal çözülmenin önlenebilmesi için toplumsal bütünleşmenin
        sağlanması ve toplumsal problemlerde bireylerin ve kurumların sorumlulukla ve iş birliğiyle hareket edebilmeleri gerekir.





  56     MEBİ KONU ÖZETLERİ                                                                                                                       SOSYOLOJİ - AYT
   51   52   53   54   55   56   57   58   59   60   61