Page 103 - Konu Özetleri AYT Türk Dili ve Edebiyatı
P. 103
HİKÂYE TÜRLERİ VE HİKÂYENİN YAPI UNSURLARI
HİKÂYEDE VE ROMANDA KULLANILAN ANLATIM TEKNİKLERİ
GÖSTERME (SAHNELEME) ANLATMA (TAHKİYE ETME)
Kişi tanıtımı
Diyalog
Olay anlatımı
İç konuşma
Geriye dönüş
Bilinç akışı
İç çözümleme
Özetleme
Gösterme (Sahneleme): Olaylar, kişiler ve varlıklar doğrudan okuyucuya sunulur. Anlatıcı, okuyucu ile eser arasına gir-
mez, bu sayede okuyucunun dikkati eser üzerinde yoğunlaşır. Kişilerin konuşmaları ve hareketleri yansıtılarak okuyucu-
nun kendisini eserin kurmaca dünyasında hissetmesi sağlanır. Gösterme tekniği, diyalog, iç konuşma veya bilinç akışı
şeklinde olabilir.
Diyalog: Kahramanların karşılıklı konuşmalarına dayanan bir anlatım tekniğidir ve metne akıcılık kazandırır.
ÖRNEK
Ömer Seyfettin, Gizli Mabet eserinde:
Kendimi tutamadım. Öyle bir kahkaha attım ki (...) Dik dik yüzüme bakıyorlardı.
Frenk sordu:
— Neye gülüyorsun?
— Ayol, sen gizli mabede girmemişsin, dedim.
— Ya nereye girmişim?
— Sütannemin sandık odasına!
— Sandık odası mı?
— Bizim evlerde komod, aynalı dolap filan yoktur. Eşyalarımız birer sandıkta, sandıklar da birer odada durur. O mezar
zannettiğin demir çemberli ceviz tabutlar, bizim çamaşır sandıklarımızdır.
İç Konuşma: Kahramanların içsel konuşmalarını aktarmaya dayanan bir anlatım tekniğidir. Kahramanın duygu ve dü-
şünceleri sesli düşünme şeklinde yansıtılır. Bu teknikte kahraman, karşısında biri varmış gibi kendi kendine konuşur.
ÖRNEK
Sait Faik Abasıyanık, Son Kuşlar hikâyesinde: "Ağaçtan ağaca serilmiş beyaz çamaşırlar bu kadar durgun, güneşsiz,
ıslak bir şekilde ılık havada hiç kurumayacaklar. Bu kedi, tahta masanın üstüne çıkmış, köpeğime durmadan homurda-
nacak mı? Deniz, Bozburun’a doğru başını almış gidiyor. Uzaklarda görünen, İstanbul’un neresi kim bilir? Sesler neden
gelmiyor?”
Bilinç Akışı: Bu teknikte de iç konuşmada olduğu gibi kişilerin iç dünyaları, zihinlerinden geçirdikleri düşünceler doğrudan
verilir. Ancak iç konuşmadan farklı olarak, cümleler arasında mantık ilişkisi zayıftır. Düşünceler serbest çağrışımla bir
konudan diğerine atlar.
ÖRNEK
Bilge Karasu, Odaların Biri hikâyesinde: "Param var. Nüfus cüzdanım yanımda değil. O gerekli sanırım. Adama, Sa-
rıkumluyum da diyemem, evine gitseydin der, inanmaz da kapının sürgülenmesi hikâyesine, kuşkulanır. En iyisi açıkça
yanıma almadım, demek. Balığa çıktık derim. Lâf olsun diye zaten birer balık çektik Suat’la. O, eli boş dönmesin diye
aldı yanına. Eve götürür, tel dolabının orta yerine yerleştirir. Ailece paylaşacak olsalar, bir tadımlık bile düşmez her
birine.”
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI - AYT MEBİ KONU ÖZETLERİ 103