Page 104 - Konu Özetleri AYT Türk Dili ve Edebiyatı
P. 104
HİKÂYE TÜRLERİ VE HİKÂYENİN YAPI UNSURLARI
Anlatma (Tahkiye Etme): Bu teknikte anlatıcı, okuyucu ile eser arasına girer ve bu teknik hâkim bakış açısıyla oluşturu-
lur, yani anlatıcı kahramanlardan biri değildir. Anlatmaya dayalı metinlerde, anlatım tekniklerinin en eskilerinden biridir ve
özellikle öyküleyici metinlerde geniş yer bulur. Anlatma tekniği; kişi tanıtımı, olay anlatımı, geriye dönüş, iç çözümleme,
özetleme şeklinde olabilir.
Kişi Tanıtımı: Metindeki kişilerle ilgili okuyucuya tanıtıcı bilgiler verilir. Anlatıcı, karakterleri ayırt edici özellikleriyle tanıtır.
ÖRNEK
Halide Edip Adıvar, Sinekli Bakkal eserinde: "Gözleri sıtmalı, yanakları daha çökük. Kadavraya benzeyen simanın
üstündeki burnu, Osman, tiyatrolarda kullanılan takma bir burna benzetti."
Olay Anlatımı: Metindeki olaylar bir anlatıcı tarafından aktarılır.
ÖRNEK
Sabahattin Ali, Kamyon hikâyesinde: "Henüz taş bile döşenmemiş olan şosenin bu kısmında çökme ve kayma tehlike-
si bulunduğu için yolcular burada yayan yürür ve otomobiller yavaş yavaş ilerlerdi. Bunun için otomobili tamamen dur-
durmadan şoför başını arkaya doğru çevirdi ve: “Haydi, beyler!” dedi. Birdenbire arka tarafta bir hareket oldu: Delikanlı,
gözleri dönmüş, korkudan titreyerek, kendini dışarıya, yolun üstüne fırlattı."
Geriye Dönüş: Eserde kronolojik akışın kırılarak geçmişe dönülmesi, geçmişe ait olay ve yaşantıların anlatılması tekniği-
dir. Bu teknikte anlatıcı birinci tekil kişi olabileceği gibi üçüncü tekil kişi de olabilir.
ÖRNEK
Tarık Buğra, Oğlumuz eserinde: "Karlı bir Şubat gecesi doğmuştu. Babamın kucağına verirken bir tuhaftım... İsim
ararken bana ne kadar boş gelmişti. Ona, ışıl ışıl, kâinat gibi manalı bir kelime bulmak istiyordum. Sonunda Ömer dedik.
Bu da ona yakışmıştı. Onu, tarihe girmiş bütün Ömer’lerin ikbaline layık görüyordum. İlk gülüş... ilk diş... ilk kelime...
annesine doğru, genç, güzel ve mes’ut annesine doğru ilk adım.Sonra yedinci yaş... Mektebe götürdüğüm gün ne kadar
ağlamıştı."
İç Çözümleme: Kişilerin iç dünyalarının, iç yaşantılarının, hâkim bakış açısıyla anlatıldığı psikolojik tahlil tekniğidir. Bu
anlatım tekniğinde anlatıcı, karakterin iç dünyasına bütünüyle egemen olurken, anlatılan kişi ise edilgendir.
ÖRNEK
Samiha Ayverdi, Ateş Ağacı romanında: “O, arkası kapıya dönük. Bursa ovasına bakıyordu. Tıpkı ilk geldiği günkü
kadar dikkat ve hırsla. Fakat bu bakışa şimdi bariz bir hüzün de zammolmuştu. Ayak seslerimi duyarak başını çevirdi,
göz göze geldik; fakat beni görmekle, yüzündeki hazin manayı değiştirmeye lüzum görmedi. Bu bakışlar şimdi benden
hem iki günün hesabını soruyor hem de hakiki mazeretimi sezmiş yahut tanımış gibi anlıyor, hak veriyordu.”
Özetleme: Anlatıcının olayları, kişileri veya diğer unsurları özetleyerek okuyucuya sunduğu tekniktir.
ÖRNEK
Reşat Nuri Güntekin, Yaprak Dökümü romanında: “Ali Rıza Bey, Babıâli yetiştirmelerinden bir mülkiye memuruydu.
Otuz yaşına kadar Dahiliye kalemlerinden birinde çalışmıştı. Belki ölünceye kadar da orada kalacaktı. Fakat kız kar-
deşiyle annesinin iki ay ara ile ölmesi onu birdenbire İstanbul’dan soğutmuş, Suriye’de bir kaza kaymakamlığı alarak
gurbete çıkmasına sebep olmuştu. Sonraları Anadolu'nun çeşitli şehirlerinde yirmi beş yıl çeşitli memurluk görevlerinde
bulunmuştu.”
104 MEBİ KONU ÖZETLERİ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI - AYT