Page 180 - Konu Özetleri AYT Türk Dili ve Edebiyatı
P. 180

ÖĞRETİCİ METİNLER 2



                                                  ELEŞTİRİ
         •  Bir edebî yapıt veya yazarı belirli ilkeler doğrultusunda iyi ya da kötü yönleriyle değerlendirme yazılarına eleştiri de-
            nir. Edebiyatımızda Tanzimat öncesinde doğrudan yazınsal bir örneği olmamakla birlikte divan edebiyatında hicivler,
            halk edebiyatında taşlamalar bu türün şiirdeki biçimleri olarak karşımıza çıkar.
            ELEŞTİRİNİN ÖZELLİKLERİ

         •  Bir sanat ya da fikir eseri veya bir yazarın gerçek değeri üzerine yönelir.
         •  Eleştiri; bir yapıt üzerine olabileceği gibi bir metin, bir yazar üzerine de olabilir.
         •  Eleştiri yazısını yazana eleştirmen denir.
         •  Eleştirmen; sanat ve edebiyatta topluma ve yazara yol gösteren, yarar sağlayan kişidir.
         •  Eleştiride amaç bir yapıtı yalın bir anlatımla tanıtıp yorumlamak, yargılamak; yapıtın biçimi, özü, çevre ve tarih içinde-
            ki yer ve durumunu, değerini belirtmektir.
         •  Eleştiri yazısı okur-yazar-gelecek üçlüsünde bağ kurucudur.
         •  Yaygın kanının aksine yapıtın, yazarın olumlu değerlendirilmesi de eleştiridir.
            TÜRK EDEBİYATINDA ELEŞTİRİ TÜRÜNÜN GELİŞİMİ

         •  Edebiyatımızda eleştiri Tanzimat'la başlar fakat bu da çoğunlukla kişisel yergiye dönüştürülmüştür. Bu dönemde
            Namık Kemal'in Tahrib-i Harabat'ı, Muallim Naci'nin Demdeme'si eleştiri türüne ilk örnekler olarak gösterilebilir.
         •  Namık Kemal'in Lisan-i Osmani'nin Edebiyatı Hakkında Bazı Mülahazatı Şamildir adlı yazısı ilk eleştiri yazısı
            kabul edilir.
         •   Batılı anlamdaki eleştiri yazısını ise bu dönemde Recaizade Mahmut Ekrem yazmıştır. Servetifünun Dönemi'nde ise
            bu türde Hüseyin Cahit Yalçın vardır.
         •  Cumhuriyet Dönemi'nde Nurullah Ataç, Fethi Naci, Tahir Alangu, Vedat Günyol gibi isimler eleştiri türünde yapıtlar
            vermişlerdir.

                                                  RÖPORTAJ
         •  Gazetecilerin bir yeri, bir kurumu ziyaret ederek o yerin özelliklerini, orada gördüklerini kişisel düşünceleriyle birleştirip
            fotoğraflarla belgeleyerek kaleme aldıkları yazı türüne röportaj denir.

         •  Röportaj türü, gazeteciliğin gelişmesiyle ortaya çıkmıştır. Röportaj yazarı; sorunu yerinde inceleyerek, gezip görerek,
            halkla, mağdurla ve yetkili kişilerle konuşarak fotoğraf, belge, istatistik bilgiler gibi verilerle destekleyerek konuyu
            okuyucunun bilgisine sunar. Röportajda gözlem, araştırma, yorum ve değerlendirme önemlidir. Röportajcının amacı;
            konuyu çarpıtmadan belgesel olarak okuyucuya sunmak, okuyucuyu konun içinde yaşatmak, kamuoyunu aydınlat-
            maktır. Röportaj, tek bir yazı olabileceği gibi aynı konuda yazı dizisi de olabilir.
            RÖPORTAJIN ÖZELLİKLERİ
         •  Röportaj, makale gibi düşünsel planla yazılır.
         •  Röportajda ele alınan konu ya toplumsal ya da sanatla ilgilidir.
         •  İşlenen konu bilgi, belge görsellerle desteklenir.
         •  Röportajda verilen bilgiler ve ortaya konan belgeler gerçeği yansıtır. Anlatılanlar kendi içinde tutarlıdır.

         •  Yazarın bilgi, izlenim, görüş ve düşüncelerini yansıtır. Yazar, gerçekleri öznel yaşamla harmanlar.
         •  Röportajın anlatımında diyaloglardan yararlanılır.
         •  Yaşanmış olaylar, durumlar anlatılır. Kısa cümlelerle metin hareketli hâle getirilir.
         •  Röportaj, birinci kişi ağzından yazılır.

         •  Röportajlar, medya organlarında yayımlanır.




  180     MEBİ KONU ÖZETLERİ                                                 TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI - AYT
   175   176   177   178   179   180   181   182   183   184   185