Page 84 - BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR TARİHİ 12
P. 84
3.3. SELÇUKLULARDA BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR
3.3.1. Selçuklularda Beden Eğitimi ve Sporun Yeri ve Önemi
İslamiyet öncesinde özellikle Orta Asya topraklarında gelişen Türk medeniyeti, zamanla kendi
benliğini muhafaza ederek değişime uğramıştır. Bu değişimi sağlayan en önemli unsur İslamiyet’in ka-
bulüdür. İslamiyet’in kabulünden sonra kurulan en büyük Türk devleti ise Büyük Selçuklu Devleti’dir. Sel-
çuklu Devleti, ismini kurucusu olan Selçuk Bey’den almıştır. Salçuk, Selçığ, Salçug şekillerinde söylenen
bu kelimenin “mücadeleci” anlamına geldiği bilinmektedir.
Türkler, Anadolu’ya geldiklerinde bu coğrafyada yaşayan yerli kültürü olduğu gibi benimseme-
miş, her alanda olduğu gibi spor alanında da kendi birikimlerini kullanarak gelenek ve göreneklerini
devam ettirmişlerdir. Selçuklular ve Osmanlılar; hiçbir zaman Romalılar, Bizanslılar, Yunanlar ve Batı Ana-
dolu’da yaşamış diğer eski uluslar gibi tiyatro ve hipodrom benzeri taştan yapılma büyük alanlara özen-
memişlerdir. Bunun nedenleri ise yeni bir yurt edinme savaşı içinde yaşamış olmaları ve Oğuz törelerin-
den vazgeçmemiş olmalarıdır.
Selçuklular güreş, avcılık, binicilik
ve atıcılık gibi sporları ön planda tutmuş-
lar bunun yanı sıra gökbörü ve çevgen
gibi geleneksel Türk sporlarını da yapmış-
lardır.
Türkler, Büyük Selçuklu Devleti
kurulduktan sonra Anadolu’nun çeşitli
şehirlerinde beden eğitimi ve sporla ilgili
tesisler yapmışlardır. O dönemde Konya,
Erzurum, Erzincan ve Kayseri illerinde
önemli spor tesisleri kurulmuştur. Selçuk-
lu sultanlarının isteği ve etkisiyle yapılan
bu tesisler, halkın yoğun bir şekilde be-
densel faaliyetlerle iç içe olmasını sağla-
mıştır (Görsel 3.54). Görsel 3.54: Erzurum Tekkesi
Selçuklu sultanları özellikle sürek
avlarına askerî bir spor olarak daha çok
önem vermişlerdir. Ancak bununla birlik-
te top oyunlarına, ciride, çevgene ve sat-
ranca da düşkün oldukları bilinmektedir.
O dönemden kalan Selçuklu türbelerinde
çeşitli idman araçlarına rastlanması bunun
önemli bir göstergesidir. Konya’da Sul-
tanlar Türbesi’nde bulunarak günümüzde
Mevlana Müzesinde sergilenen biri 78 san-
timetre boyunda, 19 kilo ağırlığında diğeri
90 santimetre boyunda, 9 kilo ağırlığında-
ki iki lobut bunun en çarpıcı örnekleridir.
Ağaçtan ve demirden yapılıp üzerlerindeki
demir halkalarla ağırlıkları artırılan bu lo-
butların o dönemde sırt ve kol adalelerinin
gelişmesi ve kuvvetlenmesi için kullanıldı-
ğı bilinmektedir. Konya Selçuklularından
kalan bugün Etnografya Müzesinde “peh- Görsel 3.55: Pehlivan taşı
livan taşı” olarak sergilenen taş, at nalı biçi-
minde bir halterdir (Görsel 3.55).
82 TÜRK TARİHİNDE BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR