Page 80 - BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR TARİHİ 12
P. 80

İlk Türk güreşlerini Batı medeniyetindeki güreşlerden ayıran birçok özellik bulunmaktadır. Türk-
               lerde namahrem yerlerin her zaman giyimli ve kapalı olmasına dikkat edilir fakat Batılıların çıplak güreş-
               tikleri bilinmektedir. Diğer bir ayırıcı özellik ise geleneksel tarzda yapılan Türk güreşlerinin hepsinde mü-
               zik bulunmasıdır. Diğer toplumlarda bu gelenek sadece İranlılarda görülür, bunun da Türklerden geçmiş
               olduğu bilinmektedir (Görsel 3.50).








































                                                     Görsel 3.50: Güreş davulcusu
                       Türklerde asırlardır önemini hiç kaybetmeden yapılagelen güreş sporu, Türklerin İslamiyet’i ka-
               bulünden sonra millî spor olma hüviyeti kazanmıştır. Halife Hz. Ali’nin cenklerini anlatan menkıbelerde
               savaşlar sırasında yapılan güreşlerden söz edilmektedir. Hz. Hamza ise günümüzde yapılmakta olan ka-
               rakucak güreşlerinin ve yağlı güreşlerin dualarında pehlivanların piri olarak anılmaktadır. Günümüzde
               Türk yağlı güreşçilerinin giydikleri kispeti, İskit Türklerine ait bir kemik avadanlık üzerine işlenen güreşçi
               figüründe görmek mümkündür.
                      Güreş, Osmanlı Devleti’nin her döneminde ve tüm sınırları içerisinde sevilen bir spor olmuştur.
               Osmanlı padişahlarından Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’da ve Edirne’de güreş tekkeleri yaptırdığı ve
               bu tekkelerde 300’den fazla güreşçiye idman yaptırıldığı bilinmektedir. Ayrıca birçok padişahın ve bey-
               lerin güreş yaptıkları, yetenekli güreşçilerin yüksek mevkilerde görev aldıkları görülmüştür. Bilhassa Sul-
               tan Abdülaziz ve IV. Murat devirlerinde Kırkpınar güreşlerinde başarı gösteren pehlivanlar, saraya alınıp
               güreş çalışmalarını orada sürdürmüşlerdir.


                        TÜRK
                     ATASÖZLERİ

                   Orta Asya Türk halklarının atasözleri ve deyimlerinde pehlivan kelimesi sık sık geçmektedir.
                   Palvağa on tersi birdey (Pehlivana ters, yüz birdir.).
                   Balvandıgtı al al biledi, mırzalıgtı mal biledi (Pehlivanlık güçtendir, efendilik maldandır.). Kazak atasözü
                   Gaharını yuvdan, palvan (Kahrını gizleyen, pehlivandır.). Türkmen atasözü










      78  TÜRK TARİHİNDE BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR
   75   76   77   78   79   80   81   82   83   84   85