Page 16 - RİTİM EĞİTİMİ VE HALK DANSLARI 11
P. 16
RİTİM EĞİTİMİ VE HALK DANSLARININ TARİHÎ GELİŞİMİ
“Okul; genç beyinlere insanlığa saygıyı, millet ve ülkeye sevgiyi, bağımsızlık onurunu öğretir.”
Mustafa Kemal ATATÜRK
HAZIRLIK ÇALIŞMALARI
1. Farklı ritmik yapıdaki çeşitli eserleri dinleyiniz. Bu eserleri, ritmik yapıları açısından birbirinden ayıran
temel farklar neler olabilir?
2. Halk dansları ve ritim hakkındaki bilgi ve deneyimlerinizi arkadaşlarınızla paylaşınız.
3. Türk halk danslarında kullanılan farklı ritmik yapıdaki ezgilerden örnekler dinleyiniz. Beğendiklerinizi
sınıf ortamında arkadaşlarınızla paylaşınız.
1.1. RİTİM EĞİTİMİ VE HALK DANSLARININ DÜNYADA GELİŞİMİ
Ritim, müziği oluşturan bir ögedir. Yunanca asıllı “rhythm” (ritim) kelimesinden türemiştir. Vurgu,
uzunluk ya da seslerin düzenli bir biçimde yinelenmesinden doğan düzen olarak tanımlanabilir.
Vurmalı Çalgı(lar) (Perküsyon), bugün ritim çalgılarının genel adı olarak kullanılmaktadır. Perküs-
yon sözcüğünün kökeni, Latincedeki “percussio” (percisyo) ve “percussus” (percissus) terimlerinden gel-
mektedir. Percussio müzikal olarak “dövmek ve çarpmak” anlamına gelirken percussus, “vurmak” anlamına
gelmektedir. Modern müzik aletlerinin karmaşık yapılarına karşın vurmalı çalgı aletleri hâlen basit formlarını
korumaktadır. Ritim aletleri genel olarak bir müzik parçasında ritmi belirlemekle birlikte melodiyi de icra
edebilmektedir.
Antropologlar ve tarihçilere göre ritim aletlerinin tarihin ilk müzik aletleri olabileceği düşünülmek-
tedir. Genel kronoloji içinde müziğin evriminde insan sesinden sonraki basamak ritim olgusudur. Ritmin ilk
örnekleri ellerin, ayakların, sopaların, tahtaların, taş ve kemik parçalarının birbirine vurulmasıyla çıkarılan
sesler olarak ortaya çıkmıştır. İnsanlar arası iletişim; dil kabiliyetinin gelişmediği dönemlerde ritimsel ka-
lıplar, heceler ve sesler ile başlamıştır. Çok çeşitli sesler çıkartan bu ilk ritim aletlerinde, her sesin farklı
bir anlamı vardır. Oluşturulan bu seslerle iletişim sağlanmıştır. Dil becerisi gelişmeye başladıkça insanlar,
doğadaki sesleri taklit ederek doğa olaylarına hâkim olmak için müzik ve ritmi kullanmaya başlamıştır.
İlk ritim çalgısı olduğu bilinen davul hakkındaki ilk kalıntılara, MÖ 7000’li yıllarda Mezopotamya’da
rastlanmıştır. Bu kalıntılarda davulların şekillerinin kare olduğu görülmektedir. Zamanla bu davulların, sere-
monilerde, dinî törenlerde, büyü ve tapınma amaçlı kullanılmaya başlandığı bilinmektedir. Davulun ilk hâ-
line, mağara duvarlarındaki
resimlerde de rastlanmakta-
dır. Çin’de de küçük davulla-
rın kullanıldığı bilinmektedir.
Bu dönemde pek çok kıta ve
bölgede davul benzeri ritim
aletlerinin kullanıldığına dair
kalıntılara rastlanmaktadır. O
günden bugüne ulaşan kalın-
tılara göre davullar iki yerle-
şim arasında haberleşme için
kullanılmıştır. O dönemden
kalan ritim aleti pek olmamış-
tır (Görsel 1.1).
1. ÜNİTE Görsel 1.1: İlk ritim çalgılarından bir örnek
14