Page 40 - Ortaöğretim Veli Rehberlik Kitabı 1
P. 40

Ergenlerin Gelişiminde Okullar





        Akademik Başarıya Etki Eden Etmenler
        Akademik başarı ya da ders başarısı konusu genellikle görünen-  Akademik başarıyı etkileyen etmenler
        den biraz daha karmaşık bir konudur. Akademik başarı; eğitimsel     » Zekâ
        amaçlı  etkinliklere  katılmak,  katıldığı  bu  etkinliklerden  keyif  al-
                                                                        »  Motivasyon
        mak, kazandırılmak istenen bilgi ve becerileri kazanmak ve niha-
        yetinde eğitsel amaçlara ulaşmak olarak tanımlanabilir. Ebevey-    » İlgi
        nler genellikle gencin derslerde başarılı ya da başarısız olmasını   •  Amaçlar
        onun ne kadar çalıştığına bağlarlar. Oysaki sıkı çalışmak başarı
                                                                        •  Duygular
        için önemli olsa da tek başına yeterli değildir. Çocuğun zekâsın-
        dan  sağlıklı  bir  eğitim  ortamına  sahip  olup  olmamasına,  sizle-  •  Akademik öz yeterlik
        rin çocuğu ne ölçüde desteklediğinden toplumun eğitime verdiği
                                                                        »  Kişilik
        öneme kadar pek çok etken başarıyı etkiler. Bu nedenle öncelikli
        olarak akademik başarı konusundan bahsedip akademik başarı-     » Ebeveyn katılımı
        ya etki eden etmenleri tanımamız gerekir. Böylelikle çocuklarını-    »  Diğer etkenler
        zın başarı ya da başarısızlıklarına ilişkin daha gerçekçi düşünce-
        lere sahip olup bu konu ile ilgili duygularınızı da daha sağlıklı bir
        şekilde düzenleyebilirsiniz.

            1.  Zekâ

        İnsanın düşünme, akıl yürütme, nesnel gerçekleri algılama, kavrama, yargılama ve sonuç çıkarma yeteneklerinin tümü
        olarak tanımlayabileceğimiz zekâ, psikolojide belki de en uzun süredir araştırılan kavramların başında gelir. Çocuğun
        zekâsı, ders başarısını etkileyen önemli etkenlerden biridir. Zekâsı yüksek olan çocuklar genellikle konuları daha hızlı
        öğrenirler, derslerde daha önceden öğrendikleri ile daha sonra öğrendikleri arasında hızlı bir şekilde bağ kurarlar, hafı-
        zaları daha güçlüdür ve öğrenmeleri genellikle daha kalıcıdır. Zekânın en fazla ne kadar gelişebileceğine ilişkin sınırlar
        doğuştan bellidir. Ancak çocuğun bu sınırlara ulaşıp ulaşamayacağı yaşadıklarına bağlıdır. İyi koşullarda, sağlıklı bir
        aile ortamında, sağlıklı beslenen ve uygun toplumsal koşullarda yaşayan çocuklar zekâ ile ilgili doğuştan getirdikleri
        potansiyellerini daha iyi kullanabilirler. Ancak olumsuz koşullarda yaşayan çocuklar bu potansiyellerini tam olarak kul-
        lanamayabilirler. Örneğin zor şartlar içinde doğmuş, en temel güvenlik, beslenme ve barınma ihtiyaçlarını bile karşıla-
        makta zorlanan bir aileye sahip çocuğun potansiyeli ne olursa olsun bu potansiyelini kullanabilmesi, bu tarz sorunlarla
        boğuşmayan bir ailede dünyaya gelmiş bir çocuğa göre daha zordur.

            2.  Motivasyon
        Motivasyonu,  kişinin bir işe başlamasını ve o işi sürdürmesini sağlayan içsel enerji olarak tanımlayabiliriz. Her türlü
        davranışın arkasında bir ya da birden fazla motivasyon kaynağı vardır. Bu kaynaklar bazen para kazanmak, daha iyi bir
        araba ya da daha geniş bir ev almak gibi maddi isteklerdir. Bazen ise anlamlı bir iş yapmak, başkalarına yardım etmek,
        sevilen biri olmak, sevdiklerine yardım etmek ya da sözü geçen biri olmak gibi manevi isteklerdir.  Maddi ya da manevi
        olsun herhangi bir davranışı başlatmak ve o davranışı sürdürmek için bir şeylerin insanları harekete geçirmesi gerekir.
        Akademik başarı konusunda da durum farklı değildir. Gençlerin ders çalışması, dersleri tekrar etmesi ve sınavlara ha-
        zırlanması için bazı şeylerin onları motive etmesi gerekir. Onları ders çalışmaya yönlendiren motivasyonların en önemli-
        lerinin ilgiler, amaçlar, sonucun önemi ve derslerle ilgili görevleri başarıp başaramayacağına yönelik inançlar (akademik
        öz yeterlik) olduğunu söyleyebiliriz.
        İlgi; bir kimsenin bir etkinliğe, kişiye ya da nesneye karşı uzun süre devam eden bağlanma isteğidir. Herhangi bir konuya
        ilgisi olan kişi o konu ile ilgili araştırma yapmakta ve bilgilerini ya da becerilerini geliştirmek için çaba harcamakta zorlan-
        maz. Hatta bazen kişinin o konuyla ilgilenmesinin önüne engeller çıksa bile vazgeçmez ve bu engelleri aşmaya çalışır.
        Örneğin çok istediği bir enstrümanı almak için yeterli parası olmayan bir genç harçlıklarını biriktirip ya da yarı zamanlı bir
        işe girip para kazanarak o enstrümanı almak için uğraşabilir. Herkesin daha çok ilgi duyduğu ya da daha az ilgilendiği
        konular ya da uğraşlar vardır. Mesela bazılarınız hayvanlara daha fazla ilgi gösterirken bazılarınız ise makinelere daha
        fazla ilgi gösterirsiniz. Benzer şekilde herhangi bir spora saatlerini harcayacak kadar ilgili olan bir genç çevresindeki


                                                                                                                                                                                  41
                                                           40                                                                                                                     41
                                                           40
   35   36   37   38   39   40   41   42   43   44   45