Page 110 - 3 Adım AYT Türk Dili ve Edebiyatı
P. 110
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 1. ADIM
8. Ayın on dördünde Bünyamin’in kazması beyaz bir cisme çarptı. 11. Aşağıdaki parçalardan hangisi diğerlerinden farklı bir ba-
Merakı artan Vardapet’le birlikte çevresindeki toprağı temizledik- kış açısı ile yazılmıştır?
lerinde bunun, çoktan taşlaşmış, neredeyse öküz büyüklüğünde
A) Babiali’den geçiyordum. Bir kitapçının camlığında benim-
bir kertenkele kafası olduğunu gördüler. Boynundan itibaren bel
kilerden birisini gördüm. Çıkalı beş yıl olmuştu.
kemiği toprağın derinliklerinde kayboluyordu. Bünyamin, cana-
varın dişlerinden birini yadigâr olarak almayı düşündü. Ama diş, B) Hareketlerinde ve yürüyüşünde, kabul edilmiş bir mağlu-
eline alır almaz ufalanıverdi. Vardapet bunu uğur telakki edip çıra biyetin iç burkan sessizliği vardı. Mutfağa geçti. Mangala
ışığı altında birtakım hesaplar yaptı. Rakamları topladı, çıkardı; ve semavere kömür koydu.
iletkiden okuyup kaydettiği derecelerin yüz seksene erişip eriş- C) Başımı çevirdim, ona baktım. Bunu yaparken romatizmalı
mediğine baktı ve delikanlıya gülümsedi. kolumu zorlar gibiydim. Fakat içim birdenbire ferahladı,
sanki yıllardır aradığım bir arkadaşımı bulmuştum.
Bu parçada,
D) Radyoya gittim. Uzun dalga bomboştu, orta dalga da
I. olay örgüsü
öyle... Uzun uzun esnedim. Kısa dalganın parazitleri ara-
II. mekân
sında bir mucize çıktı: Bu enfes bir kemandı ve karımla
III. zaman daha nişanlıyken dinlediğimiz bir parçaydı.
IV. kişiler E) Yavaş yavaş yanıma yaklaştı. Gözleri tuhaf bir hayretle
hafifçe büyümüştü. Birdenbire, her şeyi anlayıvermiş ol-
unsurlarından hangileri belirgin değildir?
masından korktum.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve III
D) II ve IV E) III ve IV
9. Damların yosun tutan ve kararan kiremitlerini nihayetsiz dut,
erik ve iri yapraklı incir ağaçları örtmeye çalışıyor, derelerin
kenarını beyazımtırak yapraklarıyla uzun kavaklar takip edi-
yordu. Bunların arasında belki yirmiden fazla minare, bembe-
yaz yükseliyor ve uzaktan bakan bir göze, tıpkı kavak ağaçla-
rı gibi hafif hafif sallanıyor hissini veriyordu.
Bu parçada,
I. Betimleyici
12. Üsteğmen Demir Çukurcalı, kol saatine bir göz attı: 05.15. Sel
II. Öyküleyici
sularından kuduza dönmüş Hantan Çayı’nın üzerinde donuk bir
III. Tartışmacı şafak söküyor. Öylesine donuk ki koyu kül rengine batık görü-
anlatım biçimlerinden hangileri kullanılmıştır? nümü, aydınlatacağına karartıyor sanki. Şu kıvrıla büküle giden
keçi yolu, ırmağa giden yol; şuraları, dünkü çarpışmalar sırasın-
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
da Çinlilerden alınan siperler. Erat elinden geldiği kadar çekidü-
D) I ve III E) II ve III zen verip içine mevzilenmiş. Yüz metre kadar ötelerinde pirinç
tarlaları başlıyor, onların gerisinde ise yağmur perdesinden zar
zor seçilebilen 306 rakımlı tepe, bugünkü hedef. Telsiz eri, alay
komuta yeriyle bağlantı sağlamak derdinde.
— Burası ateş, burası ateş, Kartal’ı arıyoruz! Tamam!
10. Hemen bütün mirasyedilerin düşündüğü gibi Bihruz Bey de
241. Piyade Alayı, sekiz kilometrelik bir cephe boyunca kırk sekiz
servetini, yemekle bitmez tükenmez zannederdi. Bundan
saattir Çinlilere saldırıyor. Solunda yerinde sayan bir Porto Rico
dolayı ulu orta giriştiği ölçüsüz harcamaya nakitten başladı.
birliği, sağında ise Amerikalı zencilerin 25. Alayı, o da duraklamış.
Onlar bitince İstanbul tarafındaki en az kira getiren dükkânları
birer birer elden çıkardı. Sonra Beyoğlu’ndaki değerli mağa- Bu parçanın yapı unsurları ile ilgili aşağıdaki çıkarımlar-
zalara sıra geldi. Bunlar da elden çıkarıldı. dan hangisine ulaşılamaz?
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisi ağır bas- A) Olay: Çinlilere karşı verilen mücadele
maktadır? B) Zaman: Şafak vakti
A) Öyküleyici B) Betimleyici C) Anlatıcı: Hâkim
C) Tartışmacı D) Açıklayıcı D) Mekân: Porto Rico
E) Öğretici E) Şahıs Kadrosu: Demir Çukurcalı, telsiz eri ve ordu birlikleri
108