Page 33 - 3 Adım TYT Türkçe
P. 33
TÜRKÇE TYT 2.
ADIM
Cümlede Anlam - 1
1. I. Ürünlerini anılarının boyunduruğundan kurtaramamış, ya- 3. (I) Oya, Anadolu’da yemenileri süslemek ve bunun yanı sıra
şam çizgisinin iz düşümünü eserlerine yansıtmış yazarlar; kişiler arasında iletişim kurmak için yapılan bir örgü türüdür.
birçok okurun takip etmediği yazarlar kategorisinde yer (II) Dikiş iğnesiyle üç boyutlu işlendiği için dantel, tığ işi gibi
almaya mahkûm olmuştur. benzerlerinden ayrılır. (III) Kız çocukları altı yedi yaşlarında
oya yapmaya başlarlar. (IV) İğne, iplik tutamayacak yaşa
II. Yapıtlarında her ne kadar hayat serüvenine fazlaca yer
gelene dek bu örgüyü yapmayı sürdürürler. (V) Yaşamları
verme hatasına düşmüş olsa da kullandığı doğal diyaloglar
boyunca duygularını, gizlerini, inançlarını, mutluluklarını dile
ve karakterler arasındaki bağın sağlamca bina edilişi bu
getirmek adına, oya denilen bu yapma çiçekleri işlerler.
yazarı çok okunanlar arasına sokmuştur.
Numaralanmış II. cümle ile ilgili aşağıdakilerden hangisi Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde
söylenebilir? amaç-sonuç ilişkisi vardır?
A) I. cümlede dile getirilen düşünceyi desteklemek için farklı A) I ve II B) I ve V C) II ve IV
unsurlar üzerinde durulmuştur. D) III ve IV E) IV ve V
B) I. cümledeki düşünce, başka örneklerle gerekçelendiril-
miş ve düşüncenin geçerliliği arttırılmıştır.
C) I. cümledeki görüşü savunanların tezi çürütülmeye çalışıl- 4. Aşağıdakilerden hangisi öznel bir yargı değildir?
mıştır.
A) Tiyatro, tüm hislerimizi kendine çeker ve bundan dolayı
D) I. cümlede yer verilen olumsuz durumu ortadan kaldıran
insanın sahnede gördüğü tüm o soylu nitelikleri taşıdığı-
çeşitli etkenlere yer verilmiştir.
na inandırarak onu cezbeder.
E) I. cümlenin sebep olduğu sonuçları ortadan kaldıracak
B) Dünya edebiyatında ağıtlarımız kadar içten, insani, yakıcı
yöntemler hakkında bilgi verilmiştir.
etki gücüne sahip sözler var mıdır?
C) Yedi ciltten oluşan Mehmet Âkif’in Safahat’ının 1911’de
yayımlanan birinci cildinde edebiyatımızın en parlak man-
zumelerini buluruz.
D) Türküler, ninniler, ağıtlar insanoğlunun söze riya katma-
dığı en saf söyleyişlerdir; onlarda kendinizi bulur, başka
âlemlere yol alırsınız.
E) 15. yüzyılda Türkistan’da yaşamış ve otuz civarında ese-
2. Anton Çehov’a, kitaplarını Fransızcaya çevirmeyi teklif etmiş- re imza atmış olan Ali Şir Nevai; şair, devlet adamı ve bir
ler. Büyük yazar, hayretle “Onlar anlamaz ki ben Rus hayatını hayırseverdir.
anlattım.” demiş.
Aşağıdakilerden hangisi Çehov’un cümlesi ile anlamca
aynı doğrultudadır? 5. Yazma kabiliyetimin bulunmadığını ancak on beş senede
keşfettim ama o zaman da yazmaktan vazgeçemezdim çün-
A) Çeviri eserler, çevirmenin etkisiyle özgünlüklerini kaybet-
kü artık çok meşhur olmuştum.
tikleri için yazıldığı dilin edebî hazzını veremez.
B) Çevirmenlerin sonradan öğrendikleri dili, ana dilleri gibi Bu sözleri söyleyen sanatçı aşağıdakilerden hangisini
bilmelerinin mümkün olmaması çeviriyi imkânsız kılar. anlatmak istemiştir?
C) Bir eser, ait olduğu ulusun yaşamıyla bağlantılı olduğun- A) Kendini yinelemeye başlayan yazar yazmaktan vazgeç-
dan başka bir dile çevrildiğinde eserin anlaşılması güç- melidir.
leşir.
B) Sürekli yazarak yazın alanında başarıya ulaşılabilir.
D) Rusça ile Fransızcanın yapısal farklılıkları, bu diller ara-
C) Yeteneksiz yazarlar, halk tarafından daha çok sevilir.
sındaki çevirilerin anlaşılmasını zorlaştıran en önemli un-
surdur. D) Yazma eyleminin sürekliliği yetenekten çok, okuyucunun
beğenisine bağlıdır.
E) Kültürel farklar arttıkça milletlerin birbirlerini anlamaları,
edebî eserlerini birbirlerinin dillerine çevirmeleri mümkün E) Yazar için en büyük ödül, okuyucularının takdirini kazan-
olmaz. maktır.
31