Page 26 - FELSEFE 11 BECERİ TEMELLİ ETKİNLİK KİTABI
P. 26

9     FELSEFE 11                                        Ortaöğretim Genel Müdürlüğü








              bir kimsenin kötülük ettiğine mi inanıyorsun? Ger-  Atinalılar, size saygı ve sevgim vardır; ancak ben
              çek bunun tam tersi değil mi? Atları, bir veya birkaç   size değil yalnızca Tanrı'ya baş eğerim, ömrüm ve
              kişi, yani seyisler eğitebiliyor; binenler ise onları bo-  gücüm oldukça da iyi bilin ki felsefe ile uğraşmak-
              zuyorlar, değil mi? Atlar için de başka hayvanlar   tan, karşıma çıkan herkesi buna yöneltmekten, fel-
              için de böyledir, değil mi Meletos?  Bu, kuşkusuz   sefeyi öğretmekten vazgeçmeyeceğim. (…)
              böyledir; Anytos ile sen, ne derseniz deyin, gençleri   Atinalılar,  sözümü  kesmeyin,  beni  dinleyin;  so-
              yalnızca bir kişinin yanlış yola sürüklediği, ondan   nuna kadar dinleyeceğinize söz vermiştiniz. Söy-
              başka herkesin daha iyi kıldığı doğru olsaydı bu on-  leyecek bir şeyim daha kaldı. (…) Ben Tanrı’nın,
              lar için gerçekten eşsiz bir mutluluk olurdu. Ama   devletin  başına  sardığı  bir  at  sineğiyim,  her  gün
              hayır, Meletos, gençler üzerinde hiç kafa yormadı-  her yerde sizi dürtüyor, uyarıyor, azarlıyorum; pe-
              ğını yeterince gösterdin; senin kayıtsızlığın, başıma   şinizi bırakmıyorum. Benim gibi bir kimseyi kolay
              açtığın işleri hiç umursamamış olmandan da açık-  kolay bulamayacaksınız. Onun için size, kendinizi
              ça anlaşılıyor.                             benden yoksun bırakmamanızı öneririm. (…) Size
              Şimdi sana bir sorum daha var. Zeus hakkı için   Tanrı tarafından gönderildiğimin kanıtını mı isti-
              yanıtla! Sence kötü kimselerle birlikte yaşamak mı,   yorsunuz? Ben başkaları gibi olsaydım yıllarca sizi
              yoksa iyi kimselerle birlikte yaşamak mı daha iyi?...   erdeme yöneltmekle bir baba, bir ağabey gibi teker
              Yanıtlasana dostum; zor bir şey sormuyorum. İyi   teker sizin sorunlarınızla uğraşmakla kendi işle-
              insanlar yanlarındakilere hep iyilik, kötüler de kö-  rimi  boşlamaz,  onlara  sabırla  seyirci  kalmazdım;
              tülük ederler, değil mi?                    böyle bir durum sanırım ki insan doğasına uygun
              - Kuşkusuz.                                 bir şey değildir. Bundan bir şey kazansaydım ya
              - Şimdi, bir arada yaşadığı kimselerden yarardan   da yol gösterme ve aydınlatmalarımın karşılığın-
                                                          da para alsaydım, bu davranışımın belki bir anla-
              çok zarar görmek isteyen var mı?.. Yanıtla dostum,   mı olurdu; fakat şimdi kendiniz de görüyorsunuz
              yasa, yanıtlamanı emrediyor. Zarar görmek isteye-  ki beni suçlayanların küstahlığı bile bir kimseden
              cek kimse var mıdır?                        para aldığımı ya da almak istediğimi söylemeye va-
              - Kesinlikle yoktur.                        ramıyor; çünkü böyle bir şeyi hiç görmemişlerdir.
              -  Peki,  gençleri  doğru  yoldan  çıkarıyor,  kötülüğe   Bu sözümün doğruluğuna, yeteri kadar tanıklık
              götürüyor diye beni suçluyorsun; sence ben bu suçu   edecek bir şeyim var: yoksulluğum. (…)
              bilerek mi, bilmeyerek mi işliyorum?        Belki bana denecek ki: “Sokrates; çeneni tutamaz
              - Bilerek diyorum.                          mısın, sana kimse karışmadan yabancı bir kente
              - Demek ki Meletos, iyilerin, yanlarındakilere iyi-  giderek yaşayamaz mısın?’’ Buna vereceğim yanıtı
              lik, kötülerin ise kötülük ettikleri, şu genç yaşında   bazılarınızın anlaması çok güç. Çünkü dediğinizi
              senin yüksek zekânca bilinen bir gerçek olduğu hâl-  yapmanın Tanrı’ya karşı bir başkaldırı olacağını,
              de, ben bu yaşımda, birlikte yaşamak zorunda ol-  onun için çenemi tutamayacağımı söylersem cid-
              duğum bir kimseyi doğru yoldan ayırırsam, ondan   di bir söz söylediğime inanmayacaksınız; erdemi,
              bana zarar geleceğini bilmeyecek kadar karanlık   üzerinde hem kendimi hem başkalarını sınadığım
              ve bilgisizlik içindeyim; hem de bunu, savına göre   daha  birçok sorunları  her  gün tartışmanın  insan
              bile bile yapıyorum.  Meletos, buna ne beni inandı-  için ne büyük iyilik olduğunu, sınavsız bir ömrün,
              rabilirsin ne de başkalarını. Öyleyse ya ben onları   yaşanmaya değer olmadığını söylersem bana gene
              doğru yoldan çıkarmıyorum yahut da çıkarıyor-  inanmayacaksınız. (…)
              sam bunu bilmeyerek yapıyorum; her iki hâlde de   Atinalılar, insanları öldürmekle herkesi kötü ya-
              yalan söylüyorsun. Bundan başka işlediğim suç bil-  şamınızı kınamaktan alıkoyacağınızı sanıyorsanız
              meyerek işlenmişse yasa onu suç saymaz; beni bir   yanılıyorsunuz; bu, olası bir kaçış yolu, bilinen bir
              yana çekerek ayrıca anımsatman ve öğüt vermen   kaçış yolu değildir: en kolay, en soylu yol, başka-
              gerekirdi; çünkü öğütle bilmeyerek işlediğim suçu   larını hiçbir şey yapamayacak hâle getirmek değil,
              herhalde işlemekten vazgeçerdim: oysa sen benimle   kendinizi yüceltmektir. İşte, buradan ayrılmadan
              konuşmaktan, bana öğretmekten kaçındın; bunu   önce beni cezalandıran yargıçlara söyleyeceğim
              istemedin; beni mahkemeye, yasanın, aydınlatıl-  kehanet budur. (…)
              ması gerekenleri değil, cezalandırılması gerekenleri   Artık ayrılık zamanı geldi, yolumuza gidelim; ben
              gönderdiği mahkemeye sürükledin. (…)        ölmeye, siz yaşamaya. Hangisi daha iyi? Bunu Tan-
                                                          rı’dan başka kimse bilemez.
                                                                 Platon, “Sokrates’in Savunması” adlı eserinden
                                                                                        alıntılanmıştır.





          24
                                                Hazırlayan:  Fatma GÜNGÖR ÇAKIN
   21   22   23   24   25   26   27   28   29   30   31